6. Ceza Dairesi Esas No: 2014/5652 Karar No: 2017/6303
Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2014/5652 Esas 2017/6303 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kars 2. Asliye Ceza Mahkemesinin açıklanmasının geri bırakılması kararı ile suç tarihi 08.04.2016 olan bir davada sanık hakkında yaralama suçundan hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi ve hapis cezasının tercih edilmesi nedeniyle 7 ay 15 gün hapis cezası verilmiştir. Aynı Kanunun 50/1. maddesi gereğince sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, pişmanlığı ve suçun işlenmesindeki özellikleri göz önünde bulundurularak ceza, seçenek yaptırımlardan birine çevrilebilecekken, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmesine rağmen tekrar suç işlemesi nedeniyle seçenek yaptırıma çevrilmesine karar verilmemiştir. Yargıtay 6. Ceza Dairesi kararı Anayasa Mahkemesi kararı ile birlikte incelenmiş ve bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK 86/2, 86/3-e, 62, 53/1, 50/2 ve 49/2.
6. Ceza Dairesi 2014/5652 E. , 2017/6303 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağma HÜKÜM : 5237 sayılı Yasanın TCK.nın 86/2, 86/3-e, 62, 53/1. maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Belli süre ile hapis cezasına mahkum olmak, cezanın uyarı gereksinimini ve kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayabilir. Kısa süreli hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesi toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir. İşte bu hal için seçenek yaptırımlara hükmedilebilir. Seçenek yaptırımlara uyararak hareket edenin kendisi için yararı ve hukuki sonuçları vardır. Olayda mevcut seçenek yaptırımların belirlenmesinde, kişiselleştirme ve bireyi topluma kazandırma gibi olgular ile cezanın karşılığı yaptırımın infazının da dikkate alınması gerektiği muhakkaktır. Kısa süreli hapis cezalarına karşı seçenek yaptırımlarının uygulanması 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesinde yerini bulmuştur.
Bu yasa normunun uygulanması mahkemenin taktir yetkisindedir. Mahkeme bütün bu hususlarda taktir yetkisini kullanırken suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecindeki pişmanlığı ve suçun işlenmesindeki özellikleri gözönünde bulunduracaktır.
Seçenek yaptırımların tamamı “cezadır”.
Hükümler 5271 sayılı Yasanın 223. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları bunlar arasında yer almadığından CMK"nın 223. maddesinde anlamını bulan hüküm niteliğinde değildirler.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; sanık hakkında adli sicil kaydına göre suç tarihi 11.01.2005 olan Kars 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.07.2008 tarih, 2005/126 esas ve 2008/520 karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile suç tarihi 08.04.2016 olan Kağızman Cumhuriyet Başsavcılığının 30.05.2016 günlü kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının bulunduğu ve bu kararların mahkumiyet hükmünün sonuçlarını içermediği dikkate alındığında,sanık hakkında, yaralama suçundan uygulanan yasa maddesinde, hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi ve mahkemece zorunluluk olmaksızın hapis cezasının tercih edilmesi nedeniyle, bu cezanın TCK"nın 50/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilemeyeceği, ancak, neticeten hükmolunan yedi ay onbeş gün hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nın 49/2. maddesi gereğince kısa süreli olması nedeniyle aynı Kanunun 50/1. maddesi gereğince ‘sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığı ve suçun işlenmesindeki özellikler’ hususlarını irdeleyen gerekçeye dayandırılarak, 5237 sayılı TCK"nın 50/1. maddesinde yazılı adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilebileceği gözetilmeksizin, "sanığın daha önce hakkında hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmesine rağmen tekrar suç işlediği bu suretle tekrar suç işlemeyeceğine yönelik olumlu kanaat gelmediği" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle seçenek yaptırıma çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
2-24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinde yazılı, “seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptal edilmiş olması nedeniyle karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 19.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.