14. Ceza Dairesi 2017/8318 E. , 2018/4964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Sanığın atılı suçlardan beraatine dair Bolu Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 06.12.2016 gün ve 2016/147 Esas, 2016/227 Karar sayılı hükümlere ilişkin istinaf başvurusunun kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden esastan reddine, çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hüküm yönünden ise kabulüyle hükmün kaldırılarak beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümlerin sanık müdafii ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmesi ve sanık müdafiince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğnameyle Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte gerçekleştirilen duruşmaya sanık müdafiin katılmadığı anlaşılmakla, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Hükmedilen cezanın miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK"nın 286/2-g. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen on yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlarla ilgili ilk derece mahkemesince verilen beraat kararlarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup temyizi mümkün olmadığından, katılan Bakanlık vekilinin anılan bent kapsamında kalan hükme ilişkin temyiz isteminin aynı Kanunun 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
5271 sayılı CMK"nın 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile katılan Bakanlık vekili ve sanık müdafiin temyiz dilekçelerinde belirttikleri nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde vaki istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak sanığın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine dair kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, katılan Bakanlık vekili ile sanık müdafiin temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK"nın 302/1. madde ve fıkrası gereğince esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 05.07.2018 tarihinde üye ..."ün karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık hakkında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinden verilen mahkûmiyet kararının onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım. Şöyle ki;
Mağdure, soruşturma aşamasında ve ilk derece mahkemesindeki kovuşturma aşamasındaki tüm beyanlarında çelişkili açıklamalarda bulunmuştur. İddia ettiği olayların yer, zaman ve mekanlarını çelişkili biçimde anlatmış, buna karşın sanık tüm aşamalarda değişmez ve istikrarlı savunmada bulunmuştur. İlk derece mahkemesi, mağdurenin kızlık zarındaki yırtık da dahil, tüm delilleri detaylarıyla ele alıp tartışmış ve oluşan şüphe sebebiyle sanık hakkında beraat kararı vermiştir.
Bu kararın taraflar ve O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, duruşma açmış, ancak "yüzyüzelik ilkesine" 5271 sayılı CMK"nın 210/1 ve 236/2. maddesine de aykırı olacak şekilde, iddia edilen olayın tek tanığı olan mağdureyi dinlemeden, yalnızca sanığın savunmasını alarak mahkûmiyet kararı verilmiştir.
İddia edilen olayla ilgili ilk derece mahkemesinin doyurucu bir gerekçeyle beraat kararı vermesine karşın, Bölge Adliye Mahekmesi, aynı mağdur beyanlarına dayanarak "özü itibariyle anlatımlarının değişmediği" yönündeki dosya kapsamıyla uygun olmayan gerekçeyle beraat kararını kaldırmış ve mahkûmiyete hükmetmiştir. Oysa gerekçenin devamında mahkûmiyet gerekçesiyle tamamen zıt şekilde özellikle sanığın evinde meydana geldiği iddia edilen olayda sanığın kendisini evden parka ordan da evin kömürlüğüne zorla götürdüğü yönündeki beyanına ve diğer beyanlarına itibar etmeyecek şekilde "mağdurenin anlatımları sırasında yer konusunda net anlatımlarda bulunmaması ve uzun zaman geçmesi sebebiyle sanığın mağdurenin hürriyetini kısıtlayıp kısıtlanmadığı hususunun kuşkulu kaldığı" kabul edilerek o suçtan beraat kararı verilmiştir. Anılan suç temyiz incelemesi dışında olsa bile, Bölge Adliye Mahkemesinin mahkûmiyet ve beraat kararının esastan reddi kararları arasında çok önemli çelişki bulunmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesi, mağdurenin beyanını bölerek, müsnet suçtan birinin sübuta erdiğini, diğerinin oluşmadığını kabul etmiştir ki, bu kabul dosya kapsamına ve hukuka aykıdır.
İlk derece mahkemesinin karar gerekçesinde oldukça detaylı irdelendiği üzere, mağdurenin içinde bulunduğu aile ortamı oldukça sağlıksızdır. Babanın engelli olması, annesinin başka erkekleri evine alması, 12 yaşında bir kardeşinin olduğunu bilahare 14 yaşında başka bir kardeşinin olduğunu öğrendiği, anne tarafından sürekli olarak mağdureye ruhsal ve fiziksel şiddet uygulandığının bizzat mağdure ve ağabeyi tarafından beyan edildiği göz önüne alındığında mağdurun ruh sağlığındaki bozukluğun olaydan kaynaklandığının kabulü de çok zordur.
Nitekim tanık olarak ifadesi alınan mağdurenin ağabeyi, duruşmada annenin durumunu beyan etmiş, duruşma tutanağından anlaşılacağı üzere ağlayarak mağdure ve annesine yönelip haksız bir şekilde sanığı suçladıklarını söylemiştir.
Mağdurenin kızlık zarında eski yırtık bulunması sanığın bu suçu işlediğinin tek başına kanıtı değildir. Zira yukarıda anlattığım üzere mağdurenin annesi eve devamlı erkek almakta ve hatta mağdurenin bir beyanına göre mağdureye bu zamanlarda ilaç (belki uyku ilacı) vermektedir. Bu durum mağdure ve tanık ağabeyi ..."ın beyanları ile sabittir. Salt bu durum bile eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiği hususunu şüpheli kılmaktadır. Nitekim ilk derece mahkemesi, olaya ve kapsamına uygun olarak bu konuyu çok doğru bir biçimde gerekçelendirmiştir.
İzah ettiğim sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu tarafımdan kabul edilmiş, dosya kapsamına uygun olmayan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması yönündeki çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.