21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10430 Karar No: 2017/2080 Karar Tarihi: 16.03.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/10430 Esas 2017/2080 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/10430 E. , 2017/2080 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/10/2005-28/02/2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına davalı işveren tarafından düzenlenen işe giriş bildirgesinin bulunmadığı, Dairemizin 31.03.2016 gün 2015/12452 E, 2016/5648 K sayılı geri çevirme kararı doğrultusunda davacının sigorta sicil dosyasının gönderilmesi istenilmişse de, dosya arasına alınmadığı, davacının davalı işyerinden bildirilen çalışmalarının olup olmadığının tespit edilemediği, tanık dinlenildiği ancak ifadeleri hükme dayanak alınan tanıkların da yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen tanık niteliğinde olmadığı ve buna göre mahkemece karar altına alınan şekilde çalışmanın kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş; davacının sigorta sicil dosyası celbedilip, nizalı dönemde davalı işyerinde yahut dava dışı işyerlerinde çalışması olup olmadığı tespit edilmeli ve dönem bordrolarında ismi geçen tanıkların beyanlarına başvurulmalı, bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, ... ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının askerlik yaptığı süreler de tespit edilerek davacının işe giriş ve çıkış sürelerini net belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,16.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.