12. Hukuk Dairesi 2018/3669 E. , 2018/8082 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamlı haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurarak meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece, ikamet ettiği evin kendi evi olmasından ötürü kendine ait bir başka evi hakkında meskeniyet iddiasında bulunamayacağı, bu durumda iyiniyetli olmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
2004 sayılı İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için, bizatihi meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu evde oturması gerekmediği gibi, birden fazla evi var ise, istediği taşınmazla ilgili haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına engel bir yasal düzenleme de mevcut değildir.
Somut olayda, hacze konu ... ilçesi, 408 Ada, 44 parsel, B Blok 2. Kat 16 no.lu bağımsız bölümde şikayetçinin ikamet etmediği, şikayetçinin ikamet ettiği evin de kendisine ait olduğu, bu durumda başka bir evi hakkında meskeniyet iddiasında bulunamayacağı, iyiniyetli olamayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Borçlunun birden fazla taşınmazı olsa dahi yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre tercih hakkı mevcut olup, şikayete konu taşınmaz için meskeniyet şikayetinde bulunduğuna göre, mahkemece, borçlunun meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmaz açısından bilirkişilerden rapor alınarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda taşınmazın değeri ile bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin belirlenmesi gerekir. Bu tespitlerden sonra, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise, mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Bununla birlikte icra takip dosyasında alacaklı ... olmasına rağmen iki alacaklı varmış gibi gerekçeli kararın başlık kısmında davalılar olarak ... ile birlikte ayrıca Sebahat Altan ismine yer verilmesi de yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.