14. Hukuk Dairesi 2019/3852 E. , 2019/8410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 30/12/2014 ve 24/11/2015 gününde verilen dilekçeler ile asıl ve birleştirilen davalarda geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen davalı ... Hazinesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava ve birleştirilen dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı asıl davada, paylı mülkiyetli paydaşı olduğu ... ili, ... ilçesi, 1204 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını ileri sürerek, aynı yer 1202, 1203, 1207 ve 1211 parsel sayılı taşınmazlardan, birleştirilen davada ise mülkiyeti Maliye Hazinesine ait bulunan aynı yer 1227 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalı ... Hazinesi vekili ve bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl dava ve birleştirilen davada davacı tarafından davalılar ... ve Maliye Hazinesi aleyhine açılan geçit hakkı davasının kabulü ile davacının malik olduğu ... ili, ... ilçesi Haydere Mahallesinde bulunan 1204 parselde tapuya kayıtlı tarla vasfındaki taşınmaz lehine, aynı köy, aynı mevkideki davalı hazineye ait 1227 parselde tapuya kayıtlı ham toprak vasfındaki taşınmaz ve davalı ..."na ait zeytinli tarla vasfındaki 1202 parsel aleyhine, 13/10/2015 tarihli teknik bilirkişi rapor ve ekli krokisinde 4. alternatif yol olarak gösterilen ve (F) harfi ile gösterildiği şekilde, 1227 parselin 72.46 m2"lik kısmından 3.00 metre genişliğinde ve 24.15 metre uzunluğunda, (G) harfi ile gösterildiği şekilde 1202 parselin 198.06m2"lik kısmından 3 metre genişliğinde 66.02 metre uzunluğunda, (H) harfi ile gösterildiği şekilde tescil harici kuru derenin 21.00 m2"lik kısmından 3 metre genişliğinde olmak üzere geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, birleştirilen dava davalısı Maliye Hazinesi vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece yapılan 28.09.2015 tarihli keşif sonucu alınan 13.10.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda 4. alternatif olarak gösterilen yerden 1204 parsel lehine 1202 ve 1227 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı tesisine karar verilmiş ise de dosyada mevcut paftada 1204 parsel sayılı taşınmazdan 1202 parsel sayılı taşınmaza geçişte arada dere bulunduğu, bilirkişi raporunda bu kısmın tescil harici bırakılan kuru dere olduğu belirtilmiştir. Dere yatakları kural olarak Türk Medeni Kanununun 715. maddesi kapsamına giren devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerdendir. Bu özelliği itibariyle de kamu malıdır. Kamu malı niteliğinde olan bir yerin, kişinin özel istifadesine terki olanaklı değildir. Kısaca belirtmek gerekirse, dere yatağı üzerinden geçit kurulamaz. Kaldı ki geçit davalarındaki amaç, yol ihtiyacı içinde bulunan bir taşınmazın, kesintisiz olarak genel yola ulaşımını sağlamaktır. Dere yatağı tapuya tescil edilmiş bir yer olmadığından bu şekilde kurulan geçitle kesintisizlik ilkesi de ihlal edilmiş olur.
Bu durumda mahkemece, mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılmak suretiyle kamu malı niteliğinde olan yerlerden geçit hakkı tesis edilemeyeceği ve geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi göz önünde bulundurularak lehine geçit hakkı tesisi istenilen taşınmazın yola ulaşımın sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılmalı, ilgili taşınmazların tapu kayıtları temin edilmeli, tapu kayıt maliklerinin davada usulüne uygun şekilde taraf olması sağlanmalı, davacının maliki olduğu taşınmazdan genel yola kadar kesintisiz bağlantı sağlanacak şekilde alternatifler oluşturularak en uygun alternatiften geçit hakkı kurulmalıdır.
Belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; birleştirilen dava davalısı Maliye Hazinesi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.