23. Hukuk Dairesi 2015/7628 E. , 2017/3189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 08.06.2015 gün ve 2014/9086 Esas, 2015/4360 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 10.02.2011 tarihli “satış protokolü ipoteğin fekki ve mutabakat belgesi” isimli bir sözleşme yapıldığını, akabinde bu sözleşmenin tamamlayıcısı olarak, 17.02.2011 tarihli teknik şartname ve müvekkiline kalacak dairelerin konumunu gösterir krokinin taraflarca imza altına alındığını, böylece taraflar arasında müvekkiline ait İzmir ili Karşıyaka ilçesi 2587 ada 15 no’lu parselde kayıtlı gayrimenkul için şekil şartı yerine getirilmemiş bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin başlığı farklı ise de amaçlananın bu olduğunun, sözleşme içeriğinden ve eklerinden anlaşıldığını, resmi biçimde yapılmayan geçersiz sözleşmenin, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmadığını, tarafların sadece verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebileceğini, varsa munzam zararların ve karşı yanda oluşan nedensiz edinimden kaynaklanan tazminat isteminde bulunabileceğini, müvekkilin istemlerinin de buna dayandığını, müvekkilinin, 1/3 arsa payı Zemin Kat 1 no"lu bağımsız bölümünün tapu kaydını davalı üzerine bedelsiz devrederek, sözleşmeden doğan edimini ifa ettiğini, sözleşmede belirlenen sürede inşaatın bitirilmediğini, bu esnada davalı tarafça müvekkile sözleşme gereği verilen çekin vadesi geldiğinden bedelinin tahsil edilmek zorunda kalındığını, davalıya çekilen 07.03.2012 tarihli ihtarname ile tapu devre hazır olduğunda müvekkilinin tahsil ettiği 100.000,00 TL çek bedelini "geri ödeyerek" sözleşmede "A" olarak belirtilen bağımsız bölümü devralmaya ve yine "B" ile belirtilen bağımsız bölümü de sözleşmede bahsedildiği şekilde 145.000,00 TL bedeli hazır ederek tapuda devralmaya hazır olduğunun ihtar edildiğini, davalının 16.03.2011 tarihli cevabi ihtarname ile müvekkilinin taleplerini reddettiğini ileri sürerek, şimdilik geçersiz sözleşme nedeniyle müvekkilin uğradığı munzam zararın ve sebepsiz zenginleşmeye dayalı 200.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; nizanın, 10.12.2011 tarihli sözleşmede 1/3 arsa paylı Zemin Kat 1 no"lu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın tamamının davacı tarafından davalıya 225.000,00 TL bedel ile satıldığının belirtildiği, 100.000,00 TL"nin, 20.01.2011 vade tarihli çek ile, 125.000,00 TL"nin, arsa sahibinin ipotek ve haciz borçları ödenerek tapudaki hacizlerin ve ipoteklerin fekki şeklinde işlem yapılarak ödendiği, sözleşmede çekin tapu devri tarihinde arsa sahibine teslim edileceğinin ve çek bedeli tahsil
edildiği takdirde arsa değerinin tamamen ödenmiş olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin arsa payı karşılığı inşaat ön sözleşmesi niteliğinde olduğu, 18.02.2011 tarihinde tapu devrinin gerçekleştirildiği, sözleşme gereğince ödenmesi gerekli olan 145.000,00 TL"nin iadesinin yapılmadığı, sözleşme şartlarına uygun hareket edildiği, davacının uğramış olduğu munzam zarardan davalının sorumlu olamayacağı, davalının sözleşmeye uygun hareketinden dolayı manevi tazminat talep edilemeyeceği gibi, ayrıca iddia edilen manevi zararın, dava konusu olay ile illiyet bağının da saptanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 08.06.2015 tarih ve 2014/9086 E., 2015/4360 K. sayılı ilamıyla, sair temyiz itirazlarının reddiyle, davacının, sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayanarak, tazminat isteminde de bulunmasına rağmen mahkemece bu yönde herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, zira taraflar arasındaki sözleşmede davacıya verilecek bağımsız bölümün tayini hususunda belirlenen seçeneklerden birisinin de davacının kendisine verilen çek bedelini tahsil etmesi halinde 145.000,00 TL ödeme yapılması koşuluyla sadece "B" olarak adlandırılan bağımsız bölüme malik olma hakkı olduğu, davacının seçimlik hakkını çek bedelini tahsil etme yolunda kullanarak, bu tercih hakkını seçtiği, bu durumda mahkemece, öncelikle talep edilen tazminat miktarı üzerinden harç tamamlatılarak, yapılacak keşifle uzman bir bilirkişi kurulu marifetiyle sözleşmede geçen ve "B" olarak belirtilen bölümün değeri tespit ettirilerek, bu bedelden, davacı namına haciz ve ipoteğin kaldırılması için, tarafların kabulünde olan, ödenen 145.000,00 TL"nin mahsubu halinde artan bir bedel olması halinde, bu miktarın hüküm altına alınması, aksi takdirde davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, bozulmuştur.
Bu kez, taraf vekilleri karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 07,80"er TL harç ve takdiren 275,00"er TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 13.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.