1. Hukuk Dairesi 2019/4577 E. , 2021/2952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
...
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairece, “Ne var ki davacı tarafın, dayandığı ve toplanan deliller ile vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.06.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar ... vd. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, Şile Noterliği’nin 07.07.2016 tarih ve 4076 yevmiye no’lu vekaletnamesi ile babası ...’i vekil tayin ettiğini, vekil ...’in vekalet görevini kötüye kullanarak maliki olduğu 26 sayılı parseldeki 44/734 payını annesi ...’e bedelsiz temlik ettiğini, kendisine satış bedeli ödenmediğini, davalıların birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek, devre konu payın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalılar, dava konusu payın öncesinde babaları ...’e ait olduğunu, davalılardan ...’ın çocuğuna bakacağını vaadeden davacıya ... tarafından bedel alınmadan devredildiğini, davacının vaadini yerine getirmemesi üzerine davacıdan alınan vekaletname ile mirasbırakan anneleri ... ’e temlik edildiğini, çekişmeli payın gerçek sahibine döndüğünü bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairece, “Ne var ki davacı tarafın, dayandığı ve toplanan deliller ile vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, HMK 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK"nın 373/3. maddesi gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre bundan sonra mahkemece yapılacak iş bozmaya ve HMK"nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir.
İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/258 Esas, 2016/314 Karar sayılı 18.10.2016 tarihli kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2017/467 Esas, 2017/591 Karar sayılı 19.06.2017 tarihli kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere istinaf isteminin reddi şeklinde hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
Hâl böyle olunca, bozma ilamına göre, HMK"nın 297. maddesine aykırı olmayacak biçimde davanın reddi yönünde yeni bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır.
Davacının değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 371/1-a maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.