7. Hukuk Dairesi 2021/85 E. , 2021/1410 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.03.2016 tarihinde verilen dilekçeyle mirasın hükmen reddi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.03.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 04.10.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Davacılar, murislerinin mirasının borca batık olup davalı ... tarafından takip konusu yapılan 247.077,34TL borcun tahsilinin istendiğini, terekenin aktif ve pasifinin araştırılarak borca batık olduğunun tesbiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Yerel mahkemece murisin tüm borçları değerlendirildiğinde terekenin borca batık olduğu sabit ise de davacıların murisleri adına Ziraat Bankası Şarampol Şubesindeki 556,95TL KEY ödemesini almakla terekeden yararlandıkları anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesine göre yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.
Türk Medeni Kanununun 610. maddesine göre yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur. Bu hükümle terekenin borca batık olması halinde mirasçıların ret yönünde bir irade açıklamasına gerek bulunmaksızın mirası reddetmiş sayılacaklarına dair karine konulmuştur. Ancak mirasçıların yasal karineden yararlanabilmeleri için Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde belirtildiği üzere ret hakkının düşmemiş olması gerekmektedir. Mirası açık veya örtülü olarak kabul eden mirasçı mirası reddedemez. Miras bırakanın borcunu ödemeyi taahhüt tamamen veya kısmen ödeme mirasın kabulü anlamına gelir.
Doktrinde bu konu tartışmalı olmakla birlikte, baskın görüş meselenin güven prensibine göre çözüme bağlanmasıdır. Çünkü mirasçının dışa yansımamış olan tasavvur ve düşüncesi (yani amacı) esas alınamaz. Bu sebeple, bir kimsenin dışa yansımış iradesi ya da davranışına bunun muhatabının dürüstlük kuralına göre kendisince bilinen ve bilinmesi gereken bütün mal ve şartları göz önünde bulundurarak vereceği anlama göre kabul sonucunu doğuracak tereke işlerine karışma olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu tespitin sonucunda üçüncü kişi yönünden davranış, mirasın kesin olarak iktisap edildiği şeklinde değerlendirilebiliyorsa tereke işlerine gereğinden fazla karışma olarak kabul edilmeli ve mirasçının ret hakkı düşmelidir. Öyle olunca da bir davranışın tereke işlerine kabul sonucunu doğuracak bir karışma sayılıp sayılmayacağı her olayda hakim tarafından değerlendirilecektir. İsviçre Federal Mahkemesi"ne göre tereke işlerine karışmanın ölçüsü objektiftir. Yani fiilin objektif olarak tereke işlerine gereğinden fazla karışma niteliğinde olması ret hakkının düşmesi için yeterlidir
Dosya içinde mevcut bilgi ve belgelerden davacıların murisinin 31/03/2008 tarihinde öldüğü, ölüm tarihinde davalı Kuruma 110.025,50TL borcunun bulunduğu, 29/11/2017 tarihi itibariyle gecikme zammı ve masraflar ile birlikte 274.831,18TL"ye ulaştığı anlaşılmaktadır. Murisin adına kayıtlı herhangi bir taşınmaz mal bulunmadığı gibi menkul malına da rastlanılmadığı sabittir.
Murisin ölümünden sonra Ziraat Bankası Şarampol Şubesinden davacılara 556,95TL KEY ödenmiştir. Bunun dışında terekeden tahsil edilen herhangi bir miktara rastlanılmamıştır. Davacı varisler dört kişi olup yapılan ödemenin paylarına isabet eden miktarının cüzi bir miktar olduğu, bu miktarın tahsilinin davacılar tarafından terekeyi sahiplenme olarak yorumlanamaz. Yargıtayın ilgili Dairelerinin yaygın uygulamaları da bu yöndedir. (Örneğin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1607 E., 2013/1675 K. sayılı Kararı, 8. Hukuk Dairesinin 2014/15951 E. sayılı Kararı)
Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekirken onanması konusundaki Dairemiz sayın çoğunluğunun kararına katılamıyoruz.