Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18963
Karar No: 2019/8381
Karar Tarihi: 23.09.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18963 Esas 2019/8381 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, borçlunun dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak başka kişilere devrettiğini iddia ederek, borçlunun tasarrufunun iptali ile icra dosyasındaki alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, tasarrufun takip konusu borçtan önce yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, borcun doğum tarihinin ispatlanmadığından ve dava koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmadığından karar bozulmuştur. İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da \"iyiniyet kurallarına aykırılık\" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını sağlamaktır. Davanın dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece resen araştırılmalıdır. İptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
17. Hukuk Dairesi         2016/18963 E.  ,  2019/8381 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... ve ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 26.06.2019 Salı günü davacı ... (asil) ile davalı ... ve ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davalılardan ... hakkında Adana 11.icra müdürlüğünün 2010/3012 sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığını, borçlunun dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak bir kaç ay içinde değişik kişilere devrettiğini, davalı ..."un çok sayıda ve yüksek miktarlarda borcu bulunduğunu satılan yerin sanayi sitesi içinde dükkan olup ticari bir işletme olduğunu beyanla davanın kabulü ile borçlunun tasarrufunun iptali ile icra dosyasındaki alacağım tüm ferileri ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili; aciz belgesi sunulmamış ise alacaklıya sunması için uygun bir önel verilmesi bu süre içinde aciz vesikası dosyaya sunulursa işin esası incelenmesi aksi halde dava koşulu yokluğundan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Dahili Davalılar ... ve ... vekili; aciz belgesi alınmadan dava açıldığını ayrıca borcun tasarrufun iptalinden sonra doğduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;İ.İ.K"nin 283/2. Maddesi gereğince açılan davanın bedel davasına dönüştüğünden davacının Adana 11.İcra Müdürlüğünün 2010/3012 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve fer"ilerini geçmemek üzere ve tahsilde tekerrür olmamak şartı ile davalı ..." ın elden çıkarttığı taşınmazın 16/06/2009 tarihindeki değeri olan 73.000.-TL"nin ..." dan alınıp davacıya verilmesine, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
    Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res"en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz.
    Somut olayda davacının takip konusu alacağı 15/01/2010 tanzim tarihli bono olup dava konusu tasarrufta 06/02/2009 tarihinde olmakla, tasarrufun takip konusu borçtan önce yapıldığı görülmektedir. Ancak uygulamada alacak- borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin
    atıldığı sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle davacı alacaklı, borcun doğumunun takip dayanağı bononun tanzim tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürerse mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağı verilmeli, gerekirse davacı alacaklı ile borçlu isticvap edilerek senedin düzenlenmesine neden olan temel ilişki sorulmalı, gerektiğinde davacı ile borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek koşulun gerçekleşip gerçekleşmediği saptanmalıdır. Dosya kapsamında yer alan ceza davasında davacı ile davalı arasındaki borcun daha önceye dayandığına ilişkin taraf ifadeleri varsa da mahkemece borcun tasarruf tarihinden önce doğup doğmadığı ve bu şartın yerine gelip gelmediği tartışılmamıştır.
    O halde mahkemece, davacı vekiline takip konusu borcun doğumuna ilişkin temel ilişki konusunda delillerini sunması için süre verilmesi, sunduğu delillerin toplanması,davacı ve davalı borçlunun varsa ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, gerektiğinde davacı ve borçlunun isticvabı ile borcun doğumunun tespiti; toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek borcunun (alacağın) daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde buna ilişkin dava koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek işin esasına girilip iptal nedenlerinin oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Aksi durumun tespiti halinde ise borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekir.
    Mahkemece tüm bu maddi hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı tespit ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Kabule göre de; davalı ... vekille temsil edilmiş olup dava ... yönünden reddedildiğinden davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda bir karar verilmemesi de doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ... ve ..."a verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve ..."a geri verilmesine 23/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi