4. Hukuk Dairesi 2016/2123 E. , 2017/8209 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 21/10/2008 gününde verilen dilekçe ile kasten adam öldürmeden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/03/2015 günlü kararın Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 12/12/2017 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dosyanın fiziken ve UYAP sistemi üzerinden yapılan incelenmesinde; davalı ... hakkında maktul ..."ı kasten adam öldürmek suçundan ... Ağır Ceza Mahkemesinin 23/11/2009 gün, 2009/125 esas ve 2009/294 karar sayılı ilamıyla 14 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, davacı Hüseyin Yıldız"ı kasten yaralama suçundan 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davalı ... hakkında verilen mahkumiyet kararlarının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 03/03/2011 gün, 2010/4678 esas ve 2011/4678 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, davalının cezasının infazına başlanıldığı anlaşılmakta ise de dosya kapsamından koşullu salıvermeden yararlanıp yararlanmadığı, ya da bihakkın tahliye olup olmadığı veya cezanın infazının devam edip etmediği tam olarak anlaşılamamaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 407. maddesi ile bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkûm olan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezayı çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu hususu düzenlemiş olup, davalı, hakkındaki cezanın infazına başlanılması ile yasal kısıtlılık altına gireceğinden, Türk Borçlar Kanunu"nun 43 ve 513. maddelerinde düzenlenen, aksi sözleşmeden veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça vekaletin, gerek vekilin gerekse müvekkilin ehliyetinin ortadan kalkması ile son bulacağı hükümleri uyarınca Avukat ..."ın, hakkındaki cezanın infazına başlanılmasından itibaren davalı yasal kısıtlıyı temsil etme yetkisi kalmayacaktır. Bu durumda davalı ..."ın Türk Medeni
Kanunu’nun 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediği ve aynı Kanun’un 471. maddesindeki "Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesi ile kendiliğinden ortadan kalkar" hükmü uyarınca davalının hapis halinin devam edip etmediği araştırılmalı, hapis halinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda, vasi tayin edilmemiş ise öncelikle bu eksiklik tamamlattırılmalı ve temyiz isteminde bulunan avukatın davalının vasisinden alacağı vekaletnameyi ibraz etmesi istenilmelidir. Vekaletname verilmezse mahkeme kararı davalı vasisine "Kanuni süre içinde karara karşı temyiz isteminde bulunabileceği, bu süre içinde temyiz hakkını kullanmadığı takdirde yetkisiz vekil tarafından yapılmış olan temyize icazet vermiş (kabul etmiş) sayılacağı, temyiz istemini kabul etmiyorsa bunu açıkça bildirmesi gerektiği" kaydını içerir biçimde tebliğ edilmeli ve sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 12/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.