2. Hukuk Dairesi 2016/4832 E. , 2017/9934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kendi davasının reddi, kadının boşanma davasının kabulü ve ziynet alacağı yönünden, davacı-karşı davalı kadın tarafından ise, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillere göre davalı-karşı davacı erkeğin mahkemece belirlenen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı kadının da izinli-izinsiz sık sık ailesinin yanına gitmesi, bu süre zarfında eşi ve eviyle ilgilenmemesi, eşinin ailesinin evlerine gelmesi istemediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında, davacı-karşı davalı kadının da kusuru vardır. O halde davalı-karşı davacı erkek de dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
2-Davacı kadın, dava dilekçesinde ziynet eşyalarının bedelini talep etmiştir. Tefhim edilen kısa kararda ve hükümde ziynet isteminin kısmen kabulüyle toplam bedel olan 7.060,61 TL"nin davalı erkekten tahsili ile davacı kadına ödenmesi şeklinde hüküm kurulmuş, ancak hangi ziynetlerin kabul edildiği ve hüküm altına alınan ziynetlerin cins, nitelik, miktar ve değerleri ayrı ayrı gösterilmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2.) fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Kanunun 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.) ve (2.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, (1.) bentte gösterilen sebeple kadının boşanma davası yönünden yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden kadının boşanma davası ve fer"ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, (2.) bentte gösterilen sebeple ziynete ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.