Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1355
Karar No: 2014/994
Karar Tarihi: 03.12.2014

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1355 Esas 2014/994 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1355 E.  ,  2014/994 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 04/04/2013
    NUMARASI : 2012/891 E-2013/325 K.

    Taraflar arasındaki “borca itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi’nce takibin iptaline dair verilen 19.01.2012 gün ve 2010/929 E./2012/45 K. sayılı kararın incelenmesi davalı-alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 07.06.2012 gün ve 2012/3692 E.-2012/19798 sayılı ilamı ile;
    (...Borçlunun icra mahkemesine başvurarak, takip dayanağı çekteki keşideci imzasını şirketi temsilen attığını, kendisini şahsen sorumlu kılacak bir imzanın bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği anlaşılmıştır. Başvuru bu haliyle İİK"nun 169.maddesi kapsamında borca itirazdır.
    Takip dayanağı 31.03.2010 keşide tarihli çekin, keşideci şirketi temsilen İ.. P.. tarafından imzalanarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dosyadaki 27.10.2010 tarihli ticaret sicil memurluğundan gönderilen müzekkere cevabına göre, 10.02.2009 tarihli karar uyarınca 10 yıl süre ile aralarında takip borçlusu İ.. P.."ın da bulunduğu altı kişinin şirketi müştereken temsile yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. TTK.nun 690.maddesi göndermesiyle aynı yasanın 589.maddesinde; "selahiyeti olmadığı halde gerçek ve tüzel kişinin temsilcisi gibi kambiyo senedi imzalayan kişinin o senetten dolayı bizzat sorumlu olacağı" düzenlenmiştir. Bu durumda takip borçlusunun yetkisini aşarak düzenlemiş olduğu çekten dolayı şahsen mesul olmasında ve takip edilmesinde usulsüzlük yoktur. Mahkemece borçlunun bu yöne ilişkin şikayetinin reddiyle diğer itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin de yanlış vasıflandırılarak yazılı gerekçe ile şikayetin kabulüne ve takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir…)
    gerekçesi ile bozulmasına karar verilerek dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Davacı-borçlu, davalı şirket tarafından aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibe konu çeki İmeks Şirketi’ni temsilen imzaladığını, dolayısıyla borçlusunun kendisi değil, İmeks Şirketi olduğunu, çekte bulunan ilk imzanın da kendisine ait olmadığını ileri sürüp, yetki itirazında da bulunarak, borca ve kısmen imzaya itiraz edip takibin iptalini istemiştir.
    Davalı- alacaklı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekin tüzel kişilik İmeks Şirketi tarafından tanzim edildiği, takibin ise dava konusu hakla ilgisi bulunmayan İ.. P.. aleyhine yürütüldüğünden takibin pasif husumet yokluğu nedeni ile redde mahkum olduğu, davacı yanın dilekçesinde, çekten kişisel olarak keşideci veya ciranta durumunda olmayan kimse aleyhinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmasına imkan bulunmadığını öne sürdüğü dikkate alındığında talebin 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 170 a maddesinde tarifi yapılan takip engeli niteliğinde bulunduğundan salt bu nedenden ötürü İİK.nun 170 a maddesi uyarınca takibin iptaline, sair hususlar da konusuz kalmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
    Davalı-alacaklı vekilinin temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıya metni aynen alınan ilamla bozulmuştur.
    Direnme kararını temyize davalı- alacaklı vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte; şirketi müştereken temsile yetkililerden birisi olan takip borçlusunun, tek başına şirket adına düzenlediği çekten;
    -iddianın borca itiraz niteliğinde olduğu benimsenerek, temsil yetkisinin aşımı nedeniyle borçlunun şahsen sorumlu olup, olayda mülga TTK’nun ilgili maddeleri uygulanarak şikayetin reddi ile diğer istekler hakkında karar verilmesinin mi gerektiği;
    -yoksa borçlu aleyhinde yürütülen takibin, borçlunun kişisel olarak çekten sorumlu tutulamayacağından 2004 sayılı İİK’nun 170/a maddesi uyarınca pasif husumet yokluğundan iptalinin mi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; alacaklı-davalı Isı Sanayi A.Ş tarafından, borçlu-davacı aleyhine 16.06.2010 tarihinde , 16.637.00 TL bedelli 31.03.2010 keşide tarihli çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı; Ticaret Sicil Memurluğunun 27.10.2010 tarihli yazısından çeki keşide eden İ. İnşaat Makine vs Ltd.Şti ni 10.02.2009 tarihli karara göre 10 yıl süre ile davacı-borçlunun da aralarında bulunduğu altı kişinin müştereken temsile yetkili kılındığı anlaşılmaktadır.
    Davacı-borçlu takibe konu çeki şirketi temsilen imzaladığını, kişisel olarak borçtan sorumlu olmadığını ileri sürdüğüne göre, bu istem İcra İflas Kanunu’nun 169.maddesi kapsamında borca itirazdır. Davacı-borçlu çeki keşideci şirketi temsilen imzaladığına ve şirketi temsilde yetkili olan altı kişinin çeki müştereken imzalaması gerektiği düşünüldüğünde, Türk Ticaret Kanunu’nun 730.maddesi yollamasıyla aynı kanunun 590. maddesinde düzenlenen “Temsile salahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatiyle bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur ve poliçeyi ödediği takdirde temsil olunan haiz olabileceği haklara sahip olur. Salahiyetini aşan temsilci için dahi hüküm böyledir.” hükmü uyarınca çekten bizzat sorumlu olacağından, aleyhine takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece borçlunun bu yöne ilişkin itirazının reddi ile diğer istekleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan bu değişik gerekçe ile usul ve yasaya aykırı olan direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarda açıklanan değişik gerekçelerle 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 03.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi