21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5596 Karar No: 2017/2025 Karar Tarihi: 14.03.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/5596 Esas 2017/2025 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/5596 E. , 2017/2025 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, geçirdiği kalp krizinin iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı Kurum vekili ve dahali davalı ... Hizm. A.Ş tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının iş kazası geçirdiğinin tespitini istemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulü ile davacı ..."ün davalı ...Ş."de 26.10.2011 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın 5510 sayılı yasanın 13/a-b gereğince iş kazası olduğunun tespitine karar vermiştir. Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun 13. maddesine göre iş kazası; "Madde 13- İş kazası; a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) (Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır." şeklinde tanımlanmıştır. Olayın, iş kazası olarak kabul edilebilmesi için; olaya, maruz kalan kişinin 5510 sayılı Kanunun 4. maddesi anlamında sigortalı olması, olayın, 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, olayın, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2004 tarih ve 2004/21-529 Esas, 2004/527 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “… yasanın iş kazasını sigortalıyı zarara uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik) bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı hal ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu ile sonucun, birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı, yasada olmadığı halde, başka kısıtlayıcı bir koşulun varlığı aranmamalıdır. Kısacası; anılan yasal düzenleme, ... hukuku ilkeleri içinde değerlendirilmeli; maddede yer alan herhangi bir hale uygunluk varsa zararlandırıcı sigorta olayının kaynağının işçi olup olmaması ya da ortaya çıkmasındaki diğer etkenlerin değerlendirilmesinde, dar bir yoruma gidilmemelidir…" Davacının tüm doktor raporları ve hastane belgelerini istemek, dosyayı kardiyoloji uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetine tevdi ederek; öncelikle davacının iddia ettiği olayların meydana gelip gelmediğini tespit ederek, daha sonra 26.10.2011 tarihli işyeri hekimince düzenlenen " hipertansiyon" teşhisli ve " soğuk hava akımına maruz kalmayacağı alanlarda değerlendirilmelidir" açıklamalı raporu bulunup bu raporda belirtilen rahatsızlıkları ve akabinde davacıya kalp pili takılması ile çalıştığı iş arasında uygun illiyet bağı bulunup bulunmadığı ortaya konulduktan sonra varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir. O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde dahili davalıya iadesine 14.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.