1. Hukuk Dairesi 2015/13385 E. , 2018/234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı; mirasbırakanları ..."ın maliki olduğu 3679 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın zemin katının fırın olarak davalı tarafından kullandığını, davalıya gönderilen 08.05.2013 tarihli ihtarnameye rağmen haksız kullanımına devam ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6.500,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, mirasbırakanın öldüğü tarihte dava konusu taşınmaz üzerinde yalnızca temeli atılmış bir bina mevcut iken, tarafların annesi ..."ın binayı tamamlayarak çocuklarının geçimini sağlamak için fırına çevirdiğini ve dava konusu fırının ... tarafından işlettiğini, hiçbir zaman fırını kendisinin işletmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, haksız kullanımın belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 28.06.2008 – 27.06.2013 tarihleri arasındaki dönem için 3.310,71 TL ecrimisil ve 553,69 TL işlemiş faizin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Çekişme konusu 3679 parsel sayılı taşınmazın, altında fırını olan kargir ev niteliği ile, tarafların mirasbırakanı ... adına kayıtlı olduğu, parsel üzerindeki binanın zemin katında bulunan fırının davalı tarafından çalıştırıldığı sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır.
Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olaya gelince, mahkemece hükme yeterli bir araştırma yapılmış değildir.
Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler uyarınca yerinde yeniden keşif yapılarak, davacının taşınmazda kullandığı veya kullanabileceği bir yerin olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, toplanan ve toplanacak tüm deliller nazara alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.