11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/13802 Karar No: 2019/8786 Karar Tarihi: 04.12.2019
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/13802 Esas 2019/8786 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/13802 E. , 2019/8786 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Aynı yargı çevresi içerisinde bir başka suçtan ... E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü bulunan sanığın, duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutulmasına dair alınmış bir karar olmadan, kendiliğinden davayı takip etme olanağı bulunmadığı gözetilerek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 10.06.2008 gün, 148/169 sayılı Kararında da açıklandığı üzere oturumlarda hazır bulundurulması ve savunma imkanı sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken, 02.05.2014 tarihli celsede savunması alındıktan sonraki duruşmalara katılımı sağlanmadan, son oturum yokluğunda yapılarak mahkumiyetine hükmolunması suretiyle 5271 sayılı CMK’ nun 196. maddesine muhalefet edilmesi, 2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 268. maddesinde tanımlanan, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanarak başkası hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlaması gerektiğidir, bu hüküm ile 5237 sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark bir suçun işlenmiş olması şartıyla failin kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasıdır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; hırsızlık şüphesiyle yakalanan sanığın hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla polis memurlarına kendisini ağabeyi “...” olarak tanıtıp, bu kişinin kimlik bilgileri ile suç ve gözaltı tutanağı tanzim edilmesine sebebiyet veren eyleminin, 5237 sayılı TCK"nin 268/1. maddesinde öngörülen "Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç niteliğinde hataya düşülerek resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, yasaya aykırı; 3-Kabule göre de; a)İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 10.07.2013 tarihli ve 2013/39066 Esas sayılı iddianamesi ile, "başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçundan TCK"nin 268/1. maddesi uyarınca cezalandırılması talep edilen sanık hakkında, 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan, "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçundan TCK"nin 206. maddesi uyarınca hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, b)5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 E.-K. sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, c) Yargılama gideri olarak hesaplanan miktarın, CMK"nin 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda terkin edilecek miktarın altında kalması nedeniyle hazine yerine sanığa yükletilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve Cumhuriyet savcısının temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 04.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.