14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10726 Karar No: 2019/8392 Karar Tarihi: 09.12.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10726 Esas 2019/8392 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/10726 E. , 2019/8392 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01/07/2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27/11/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olaya gelince; mahkemece davacı ... ile davalıya pay temlikinde bulunan ... arasında ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2012/11 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davası sonucu yapılan protokole göre; davacının, 3. kişi olan satıcı ...’a dava konusu 1048 parseldeki 1/3 payın satışı için anlaştıkları ve davacı tarafından bahsi geçen payın bizzat davacı tarafından, ...’a satıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak mahkemece keşif yapılarak taşınmazın fiili durumu, taşınmazda taraflarca taksim edilerek kullanılan yer olup olmadığı belirlenmeden hüküm kurulmuş olduğu görülmüştür. Bu durumda mahkemece; davalının fiili taksim savunmasında bulunduğu göz önüne alınarak taraf delilleri toplanıp usulüne uygun keşif yapılmalı, özellikle zeminde davacının ve davalının veya davalıya pay satan kişilerin fiilen (eylemli olarak) kullandığı yer olup olmadığının belirlenmeli ve davacının taşınmazın belli bir yerini kullanıp kullanmadığı araştırılmalı, bilirkişilerden tanıkların ve tarafların gösterdiği yerleri belirtir şekilde denetime elverişli krokiye bağlanmış rapor alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.