7. Ceza Dairesi 2020/4614 E. , 2021/3547 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Katılan ... İdaresi vekilinin sanık ... hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere göre katılan ... İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II) Katılan ... İdaresi vekilinin ve sanık ... müdafiinin, ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
1. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 02/10/2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 26/04/2013 olduğu,
Aynı gün incelenen Dairemizin 2016/17177 Esas sırasına kayıtlı, Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/222 Esas ve 2015/12 Karar sayılı dosyasında suç tarihlerinin 18/09/2012, 08/11/2012 ve 06/12/2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 25/03/2013 olduğu,
Daha önce Dairemizin 03.11.2020 Tarih, 2017/8942 E. - 2020/15578 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/1531 E, 2014/1726 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 20.09.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 18.03.2013 olduğu,
Daha önce Dairemizin 06.07.2017 Tarih, 2016/7134 E. - 2017/5981 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/1525 E, 2014/518 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 22.09.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 20.03.2013 olduğu,
Daha önce Dairemizin 18.06.2020 Tarih, 2020/1003 E. - 2020/9652 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen Ağrı 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/37 E, 2014/361 K. sayılı dosyasında suç tarihinin 04.10.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 21.03.2013 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında halen derdest olan ve Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2019/300 Esas sırasında kayıtlı dosyasında suç tarihinin 10.10.2012 iddianame düzenleme tarihinin ise 23.06.2015 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında halen derdest olan ve Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2020/738 Esas sırasında kayıtlı dosyasında suç tarihinin 10.12.2012 iddianame düzenleme tarihinin ise 18.03.2013 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK"nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3. 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nin 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü
uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’nda yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.