16. Hukuk Dairesi 2015/20041 E. , 2018/2113 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, 1289 tarih ve 128 sıra numaralı tapudan intikalen gelen 1/5 hisseye ilişkin Aralık 1970 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydının, .... oğlu ... adına kayıtlı bulunduğu, tapu malikleri arasında yapılan paylaşma sonucunda taşınmazın ..."a kaldığı, taşınmazların, miras bırakanı... tarafından tapu maliki ...’dan satın alındığını kanıtlama yükümlülüğünün davalı ...’e ait olduğu belirtilerek; doğru sonuca varılabilmesi için davalının bu konudaki delillerinin ayrıntılı olarak sorulup toplanması, mahallinde yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların... tarafından tapu maliki ...’dan satın alınıp alınmadığının sorulması, tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, taşınmazların mülkiyetinin tapu maliki ...’a mı ait olduğu yoksa tapu dışı satış yolu ile oğlu...’e mi intikal ettiğinin kesin olarak belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip davalının 29.12.2010 tarihli celse ile 01.08.2011 havale tarihli dilekçesindeki kabule ilişkin beyanları da göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda temyiz konusu 124 ada 164 ve 124 ada 172 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tapu kaydı kapsamında bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Bozma öncesi dosyaya ibraz edilen 1289 tarih ve 128 sıra numaralı tapudan intikalen gelen 1/5 hisseye ilişkin Aralık 1970 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydının, ‘...oğlu ... adına kayıtlı bulunduğu’ görülmüştür. Mahkemece kayıtlar arasında çelişki olduğu anlaşıldığından bozma sonrasında, 1970 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydının tüm tedavülleri yeniden istenilerek tapu kayıtlarının ‘...oğlu ...’ adına mı yoksa ‘... oğlu ... adına’ mı olduğu hususu akit defteri üzerinde yapılan inceleme sonucunda tereddütsüz olarak belirlenmiş olup tapu kaydının ‘... oğlu ...’adına olduğu anlaşılmıştır. Davalı ..., katıldığı 29.12.2010 tarihli celsede taşınmazların eşi... tarafından babasından satın alındığını, eşi vefat ettiğinden ve çocukları olmadığından kendisinin miras payı saklı kalmak kaydıyla davacıların miras hakları olduğunu beyan etmiş ve beyanını parmak basmak suretiyle tasdik etmiş ancak havale tarihli kimlik tespiti içermeyen dilekçesi ile kabul beyanının bir kısmından dönerek taşınmazların yarısının mirasçılık belgesine göre hak sahiplerine ait olduğunu ve 29.12.2010 tarihli duruşma tutanağındaki beyanlarını bu şekilde düzelttiğini beyan etmiştir. Davalı ..."ın 29.12.2010 tarihli duruşmadaki beyanı HMK"nın 308 vd. maddeleri uyarınca davayı kabul anlamına gelmekte olup ancak irade sakatlığı hallerinden birinin varlığının ispatı halinde kabul beyanından dönmek mümkündür. Davaya son veren taraf işlemi olan kabulünün hata, hile ya da gabin hallerinden biri sebebiyle geçersiz olduğu da öne sürülmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davalı ..."ın geçerli olan kabul beyanına itibar edilerek karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 26.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.