Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Haciz tarihi itibariyle olayda 13.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı kanunun 15/son maddesi hükmünün uygulanması zorunludur. Bu maddeye göre belediyenin proje yoluyla borçlanma karşılığı elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez. Ayrıca 277 sayılı kanunun 1. maddesine göre de 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve diğer kanunlarla belediyelere verilmekte olan paylar vergi ve resim hükmünde olup, bu paylar 6183 sayılı kanunun hükümlerine göre tahsili gereken borçlar dışında haczedilemez.
O halde mahkemece duruşma açılmadan haczedilen hesaplardaki paraların niteliği yöntemince belirlenmeden fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığı, niteliğine göre haczinin mümkün bulunup bulunmadığı yukarıdaki kurallar çerçevesinde incelenmeden, şikayet konusu haciz işlemlerinden çok daha önceki bir tarihte bir başka dosyadan konulan haciz nedeniyle o dosyaya sunulan Ziraat Bankası"nın 18.1.2006 tarihli Vakıfbank"ın 17.1.2006 tarihli yazılarına dayanak (hesapların değişken olabileceği gözardı edilerek) ve ayrıca  aynı hesaplara ilişkin şikayet konusu hacizlerden önceki bir tarihte Karaman İcra Mahkemesinin 2006/1-22 E.K. sayılı hesapların haczedilemeyeceğine dair ilamının dosyamız için kesin hüküm teşkil etmediği de dikkate alınmadan istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.