3. Hukuk Dairesi 2014/11505 E. , 2015/647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KOCAELİ 1.AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2014
NUMARASI : 2013/777-2014/318
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı dilekçesi ile; davalı ile 1998 yılında boşandıklarını, boşanma davasında davalı kadın lehine 175 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; kendisinin, 4 çocuğu ve astım hastası olan bir eşi olduğunu, emekli maaşı ile geçinemediklerini; davalının ise, kendisine ait evde oturup, kira ödemediğini iddia ederek; boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi ile, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, davacının davalıya ödemekte olduğu yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
TMK.nun 176.maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yargıtay HGK.nun, 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 07.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K., 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).
Somut olayda; davalı, kadın boşanma davası sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 175 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra SGK"dan emekli olmuş, aylık 840 TL maaş almaya başlamış, asgari ücret seviyesinde bir gelire kavuşmuştur. Sadece, aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmemektedir. Aldığı nafaka ile, maaşının toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir.
Zira, yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır.
O halde, mahkemece; dava tarihindeki şartlara göre, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı; asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının, yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp taktir edilecek nafaka miktarının tayininde etkili olduğu; dolayısıyla mahkemece, nafakanın indirilmesine karar verilebileceği; (çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince) davacının, dava dilekçesindeki nafakanın kaldırması talebi içinde indirme talebinin de olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu, davanın tamamen kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.