Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı dilekçesinde; davalı eşin, bedensel engelli ve malulen emekli olduğunu; davalının kardeşinin gelerek, davalıyı huzurevine yerleştirme bahanesiyle evden götürdüğünü, bir daha da davacı ile ilgilenilmediğini ileri sürerek; kendisi ve müşterek çocuk için ayrı ayrı 300"er TL tedbir nafakasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davacının kendisini evden attığını, kendisine bakmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacının, kendisine bakmaması sebebiyle evden ayrılan davalıdan tedbir nafakası istenemeyeceği kanaatine varılarak; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davada; ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı, davacı (kadın) ve müşterek çocuk için tedbir nafakası istenilmiştir. Dosya kapsamından; davacı kadının, ayrı yaşamada haklı olmadığının anlaşılmasına göre; mahkemece, kadının tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, bu nedenle, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. TMK.nun 327/1. maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK 328/1) Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK 329/1) Tarafların müşterek çocuğunun davacı yanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı eş, davalı ile müşterek çocuğu için de nafaka talep etmiştir. Davacı, ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlayamasa dahi, yanında bulunan müşterek çocuk için nafaka talep edebilir. Öyle ise, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumu, tedbir nafakasının niteliği, çocuğun ihtiyacı, eğitim durumu dikkate alınarak TMK.nun 4.maddesinde de vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince, küçük çocuk lehine uygun bir miktarda tedbir nafakasına karar verilmesi gerekirken, davanın tümüyle reddine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.