13. Ceza Dairesi Esas No: 2016/11081 Karar No: 2018/892 Karar Tarihi: 17.01.2018
Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/11081 Esas 2018/892 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, hırsızlık suçuna karışan sanığın mahkumiyet kararını onamıştır. Ancak, temyiz itirazı üzerine yapılan incelemede, temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği gözetilmemiştir. Sanığın tekerrüre esas olduğu belirtilen başka bir mahkeme kararı da göz önüne alınmamıştır. Bu nedenle, hüküm isteme aykırı olarak bozulmuştur. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin kararı uyarınca, sanığın seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılması hükmü uygulanamayacağına dikkat çekilmiştir. Sonuç olarak, TCK'nın 53. maddesi 1.fıkra b. bendinde yer alan hüküm, Anayasa Mahkemesi'nin kısmi iptal kararı nedeniyle uygulanamayacağından çıkartılmıştır. Kasten işlenen suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, TCK'nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise, anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıveril
13. Ceza Dairesi 2016/11081 E. , 2018/892 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak hırsızlık suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından; sanığın tekerrüre esas olduğu belirtilen Küçükçekmece 4 Asliye Ceza mahkemesinin 2011/702 esas, 2013/627 karar sayılı ilamında birden fazla hükümlülük kararı bulunması karşısında, en ağır cezayı içeren hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmemiş ise de; 5275 sayılı Kanunun 108/2. maddesinde, “Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınacak cezanın en ağırından fazla olamaz” hükmü uyarınca tekerrüre esas alınacak miktarın infaz aşamasında belirlenebilecek olması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 Sayılı TCK 53. madde 1.fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün” çıkartılarak, yerine “Kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (c), (d) ve (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi ile eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.