Esas No: 2009/329
Karar No: 2009/2037
Karar Tarihi: 28.04.2009
Hak Düşürücü Süre - Tapu İptali Ve Tescil - Tazminat - Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/329 Esas 2009/2037 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2009/329 E., 2009/2037 K.
8. Hukuk Dairesi 2009/329 E., 2009/2037 K.
- HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
- TAPU İPTALİ VE TESCİL
- TAZMİNAT
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ]
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ]
"İçtihat Metni"
Asiye ve Hadice ile Mehmet aralarındaki tapu iptali, tescil ve tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair (Gaziantep İkinci Asliye Hukuk Hakimliği)Vıden verilen 30.10.2008 gün ve 445/498 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacılar Asiye ve arkadaşı vekili, kadastro öncesi miras ve eklemeli zilyetlik nedenine dayanarak dava konusu 103 ada 137 parselin tapu kaydının iptaliyle vekil edenleri adına tesciline, bu isteklerinin yerinde görülmemesi durumunda taşınmazın güncel değerinin davalıdan alınarak vekil edenlerine verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Mehmet vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın ortak miras bırakandan kalmadığını, davacıların hakkının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iptal ve tescil davasının taraf sıfatı yokluğundan reddine, ortak miras bırakandan kaldığı, davacıların da paylarının bulunduğu gerekçesiyle tazminata ilişkin isteğin kabulüyle 6.000 YTL"nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesi üzerine, hükmün kabule ilişkin bölümü davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişme konusu 103 ada 137 parsel, tapu ve vergi kaydına rastlanılmadığı, 20 yılı aşkın süreden beri zilyetliğinde olduğu belirtilerek kadastro yoluyla 13.08.1992 tarihinde davalı adına tespit edilmiş, kadastro tutanağının 07.01.1993 tarihinde kesinleşmesiyle tespit gibi tapu siciline tescil edildikten sonra görülmekte olan davanın açılmasından önce 09.02.2007 tarihinde üçüncü kişi durumundaki Uğur"a satılmıştır. Dava, terditli şekilde açılmış olup, öncelikle tapu kaydının iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. Kanunda belirtilen bu süre hak düşürücü nitelikte olup kamu düzeni ile ilgili olduğundan, taraftarca ileri sürülmese de mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulur.
Somut olayda, 01.10.2007 dava tarihi itibarıyla kanunda öngörülen hak düşürücü süre geçtiğinden davacılar lehine mülkiyet hakkı doğmamıştır. Mülkiyet hakkı doğmadığından buna bağlı olarak tazminat isteğinde de bu-lunulamaz. Tüm bu açıklamalara göre, tazminat isteğinin de reddine karar verilmesi gerekirken, değişik düşünce ve gerekçelerle kabulü doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle hükmün tazminata ilişkin bölümünün HUMK"nın 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA) ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.