16. Hukuk Dairesi 2015/19865 E. , 2018/2091 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında .... Köyü çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 1937 parsel sayılı 5.350,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1486 ada 20 parsel numarasıyla ve 5.156,14 metrekare yüzölçümlü olarak; davalılar Ahmet ve ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1934 parsel sayılı 8.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1486 ada 26 parsel numarasıyla ve 8.238,43 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalılara ait taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmış, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 1486 ada 20 ve 26 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespitlerinin iptaline, 1486 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 05.02.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 348,35 metrekare yüzölçümündeki kısmının ifrazıyla davacıya ait taşınmaza eklenmek suretiyle, 1486 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 5.698,35 metrekare yüzölçümlü olarak; 1486 ada 26 parsel sayılı taşınmazın ise 7.890,08 metrekare yüzölçümlü olarak tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar Ahmet ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesinde yer alan düzenlemeye göre, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan eksikliği görülen ve zemindeki sınırları gerçeğe uygunluk göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması amacıyla tapulama ve kadastro görmüş yerlerde yeniden kadastro yapılabilirse de bu hallerde mülkiyet ihtilafı çıkarılamaz ve çalışmalar sadece taşınmazların geometrik durumlarını belirlemek üzere teknik çalışmalarla sınırlıdır. Somut olayda; davacı ... dava dilekçesinde uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmaz ile davalılara ait taşınmazın sınırının kullanım durumuna aykırı olarak belirlendiğini ileri sürerek askı ilan süresi içerisinde uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olarak dava açmış, Mahkemece de; keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişilerin çekişmeli taşınmazların ara sınırını zeminde bulunan foseptik çukuru olarak gösterdikleri belirtilerek bu sınır esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; dosya kapsamından ve keşif sonucu düzenlenen harita mühendisi bilirkişi raporunda tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosuna ait paftaların çakıştırılması suretiyle oluşturulan haritadan, uyuşmazlık konusu bölüme ilişkin tesis kadastro sınırı ile uygulama kadastro sınırının bire bir aynı olduğu, başka bir ifade ile uygulama kadastrosu sırasında da tesis kadastrosunda oluşturulan sınırın esas alındığı, dolayısıyla tesis kadastrosu sınırı ile uygulama kadastrosu sınırlarının örtüştüğü, uygulama kadastrosuna yönelik çalışmanın usule uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının tesis ve uygulama kadastrolarına göre davalıya ait çekişmeli taşınmaz içinde kalan bölümün kendisine ait olduğuna ilişkin iddiası göz önüne alındığında dava her ne kadar uygulama kadastrosuna itiraz edilerek açılmış olsa da, uyuşmazlığın mülkiyete ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Çekişme konusu davalılara ait 1486 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastro tutanağı dava tarihinden daha önceki tarihte kesinleşmiş olup, kadastro tespiti kesinleşen taşınmazlar hakkında mülkiyet iddiası ile açılacak davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Hal böyle olunca; mahkemenin görevsizliğine, uygulama tutanağı asıllarının usulüne göre kesinleştirilme işlemi yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine, kadastro tutanağının bir örneği içine konulmak suretiyle dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 26.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.