16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/19807 Karar No: 2018/2090 Karar Tarihi: 26.03.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/19807 Esas 2018/2090 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalılara ait taşınmazdan kaynaklandığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkeme, yapılan incelemeler sonucunda her hangi bir ölçü ya da tersimat hatası bulunmadığına karar vermiş ve uyuşmazlığın mülkiyet ihtilafından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın dinlenilme olanağı yoktur ve mahkeme, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret kararı verilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. ve 22/2-a maddelerinden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmadığı, ancak davacının dava açtığı tarihte 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğu belirtilmiştir.
16. Hukuk Dairesi 2015/19807 E. , 2018/2090 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Uygulama kadastrosu sırasında ..... Köyü çalışma alanında ve tapuda ... adına kayıtlı bulunan eski 114 parsel sayılı 10.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 172 ada 6 parsel numarasıyla ve 11.190,13 metrekare yüzölçümlü olarak; davalılar ... ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı bulunan eski 115 parsel sayılı 13.800,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 172 ada 17 parsel numarasıyla ve 12.589,48 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve hükmen tescil edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalılara ait 172 ada 17 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece; dava’nın 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca teknik hataların düzeltilmesi istemine ilişkin olup, sözü edilen madde uyarınca öncelikle Kadastro Müdürlüğü’ne başvuru yapılmasının zorunlu olduğu, buna karşın davacı tarafından idari başvuru yolu tüketilmeden dava açıldığı gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma hatası yapılarak fiili sınır ile tesis kadastro paftasındaki sınırın hatalı oluşturulduğunu, kendisinin kullanımında bulunan yaklaşık 3600,00 metrekare yüzölçümündeki kısmın davalılara ait taşınmazda kaldığını ve bu durumu yenileme kadastrosu sonucu öğrendiğini ileri sürerek sınırlandırma hatasının giderilerek parsel sınırlarının fiili duruma uygun olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Keşif sonucunda dosyaya ibraz edilen teknik bilirkişi kurulu raporuna göre; taşınmazların ortak sınırında teknik yönden her hangi bir ölçü ya da tersimat hatası bulunmadığı, ayrıca taşınmazlar arasında sabit sayılabilecek her hangi bir sınır bulgusuna rastlanılmadığı ve uygulama kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazların ara sınırının mevzuata uygun ve doğru olarak belirlendiği belirtilmiştir. Şu halde; somut olayda 3402 sayılı Yasa"nın 41. maddesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmadığı gibi aynı Kanun"un 22/2-a maddesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın mülkiyet ihtilafından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki; bu durumda da; davanın açıldığı tarih itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın dinlenilme olanağı yoktur. O halde; mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibari ile doğru olduğundan hükmün, gerekçesi yukarıda açıklandığı gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 26.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.