12. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/8360 Karar No: 2007/10547
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/8360 Esas 2007/10547 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2007/8360 E. , 2007/10547 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 12. İcra Mahkemesi TARİHİ : 28/09/2006 NUMARASI : 2006/355-624
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 29.01.2007 tarih, 24100-1317 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Milletlerarası Özel Hukuk ve Usül Hukuku Hakkında Kanunu"nun 33.maddesinde (Yabancı devlete, özel hukuk ilişkilerinden doğan hukuki uyuşmazlıklarda yargı muafiyeti tanınmaz. Bu gibi uyuşmazlıklarda yabancı devletin diplomatik temsilcilerine tebligat yapılabilir) şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu maddede öngörülen tebligat usulü (yabancı devlete) yapılacak tebliğ işlemlerinde uygulanacaktır. Türkiye Cumhuriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Hukuki Konularda 17.07.1997 tarihli ve 4287 sayılı Kanun"la onaylanan Adli Yardım Antlaşma"sının 11.maddesi sözleşmenin taraflarının diğer ülkede bulunan kendi vatandaşlarına yapılacak tebliğ işlemlerini düzenlemektedir. Somut olayda borçlu adına gönderilen tebligatın geçerli olup olmadığının belirlenebilmesi için, borçlu Kazakistan Cumhuriyeti Milli Bankası"nın kurumsal statüsünün belirlenmesi ve Kazakistan Devleti"nden ayrı ve müstakil bir tüzel kişiliğinin bulunup bulunmadığının saptanması zorunludur. Zira borçlunun devletten ayrı bir tüzel kişiliği varsa tebliğ işlemi MÖHUK"nun 33.maddesine göre yapılamaz. Adli Yardım Antlaşması"nın 11.maddesinin de (kendi vatandaşımız olmadığından) tatbik yeri bulunamayacağından, bu takdirde tebliğ işlemi 7201 sayılı Kanun"un 25.maddesine göre yapılacaktır. Tetkik edilen tebliğ işlemi yabancı devletin dışişleri temsilciliğinde kaldığı için tamamlanmamıştır. Ancak, bu sonuca ulaşılabilmesi borçlunun devletten ayrı bir hükmi şahsiyetinin bulunması koşuluna bağlıdır. O halde, mahkemece borçlunun statüsü resmi kayıtlara ve tercümelere göre belirlenmeli ve ondan sonra yukarıdaki kurallara göre uygun sonuca ulaşılmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir. Mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından alacaklı vekilinin karar düzeltme talebi kabul edilmelidir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemizin 24.01.2007 tarih ve 2006/24100 E. 2007/1317 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.