Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12944
Karar No: 2018/6381
Karar Tarihi: 16.10.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12944 Esas 2018/6381 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/12944 E.  ,  2018/6381 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/06/2016 tarih ve 2011/566-2016/564 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 16/10/2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olup 21.03.2005 tarihli olağan genel kurul toplantısına davetin usulüne uygun yapılmadığını, müvekkilinin şirkete bildirdiği adresine tebligat yapılmayarak genel kurula katılmasının engellendiğini, genel kurul ilanının Ticaret Sicil Gazetesi"nde görülmesi üzerine müvekkilini temsilen toplantıya katılmak üzere gönderilen vekilin toplantıya alınmadığını, genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin ...’nın 374/2. maddesine aykırı olarak kendi ibralarında ve ...’nın 334 ve 335. maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyelerine izin verilmesine dair kararlarda oy kullandıklarını, ana sözleşmeye göre 5 kişiden oluşması gereken yönetim kuruluna 4 kişi seçildiğini, 2003 yılına ilişkin net kÂrının olağanüstü yedek akçelere ayrılmasına ilişkin karar alınırken şirket kârından kurucu payları ayrılmadan ve şirket ana sözleşmesinin genel kurula verdiği yetki de aşılmak sureti ile şirket kârının tamamının sermayeye eklenmesine karar verildiğini ileri sürerek 21.03.2005 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkili şirketin hisse senetlerinin hamiline olduğunu, davacının pay senetlerini ..."nın 360. maddesi hükmü gereğince toplantı gününden bir hafta önce şirkete tevdi ettiğini ispatlayamadığından dava açma hakkı bulunmadığını, genel kurulun da mevzuata uygun yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin hisse senetlerin hamiline yazılı olduğunun anlaşıldığı, davacının da hamiline yazılı hisse senetlerine sahip olduğu, hamiline yazılı hisse senetlerinin şirkete tevdii edilip toplantı gününü bildirilmesi açısından talepte bulunulmadığı, bu nedenle toplantıya davetin ... 368 maddesine uygun olarak yapıldığı, davacının çağrının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek ...’nın 381. maddesine göre genel kurul toplantısının iptalini talep edemeyeceği, ancak yönetim kurulu ve denetçilerinin ibrasına ve yönetim kurulu üyelerine ...’nın 334-335 maddeleri gereğince izin verilmesine ilişkin genel kurul kararların ise oy hakkından yoksun kişilerin oy kullanması sonucu alınmış olması sebebiyle yoklukla malul olduğu, yok hükmündeki kararların ...’nın 381. maddesindeki iptal hükümlerine tabi olmadığı, ilgili olan herkesçe hak düşürücü süreye bakılmaksızın her zaman dava konusu edilebileceği ve mahkemece de re"sen yokluk durumunun araştırılması gerektiği, dava konusu 21.03.2005 tarihli genel kurul toplantısında alınan diğer kararlarının kanuna objektif iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 21.03.2005 tarihli genel kurulda alınan yönetim kurulunun ibra edilmesi ve yönetim kurulu üyelerine ... 334 ve 335 maddeleri gereğince yetki verilmesine ilişkin kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine, diğer kararların iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dava, anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olup, davalı şirketin hamiline yazılı hisse senedi bastırmadığını, yargılama sürecinde verdiği diğer dilekçelerinde ise 03.05.2004 tarihinde yapılan sermaye artırımından önce çıkarılan hamiline hisse senetlerinin müvekkilinin elinde bulunduğunu, 03.05.2004 tarihli sermaye artırım kararından sonra bastırıldığı iddia olunan senetlerin müvekkiline teslim edilmediğini, artırılan sermayenin tamamının ödenip ödenmediğinin ve senet çıkarılıp çıkarılmadığının da belli olmadığını belirtmiştir. Davalı vekili ise müvekkili şirketin hisselerinin tamamının hamiline yazılı olduğunu ve hisselerin senede bağlandığını ve tamamının basılı olduğunu, ...’nın 360. maddesi gereğince davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını savunmuştur. Ayrıca, davalı şirketin 03.05.2004 tarihli sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptali için davacı tarafından ... . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/321 esas sayılı dosyasında açılan davada, mahkemece, 03.05.2004 tarihli genel kurul kararlarının toplantı nisabı sağlanmadan alındığı gerekçesiyle genel kurul kararlarının butlanının tespitine karar verilmiş ve sermaye artırımı kararının butlanını da içeren bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Dosya kapsamında bulunan son bilirkişi raporunda ise, dava konusu genel kurul kararının alındığı 21.03.2005 tarihi itibariyle davalı şirketin hamiline yazılı hisse senetlerinin basılı olduğu ve davacının hamiline yazılı hisse senetlerine sahip olduğu belirtilmiştir.
    Dava konusu genel kurul ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı ...’nın 360/3. maddesi gereğince hamiline yazılı hisse senedi sahipleri, hamile yazılı hisse senetlerini toplantı gününden bir hafta önce şirkete tevdie mecburdurlar. Tevdi şartını gerçekleştirmemiş olan pay sahibi genel kurula alınmaz. Bu pay sahibi genel kurula alınmadığından bahisle genel kurul kararlarının iptalini isteyemez. Anılan husus aktif dava ehliyeti ile ilgili olup mahkemece res’en nazara alınması gerekmektedir. Mahkemece, yazılı şekilde, davalı şirketin hisse senetlerinin hamiline yazılı olduğu, davacının da dava konusu genel kurul tarihi itibariyle hamiline yazılı hisse senetlerine sahip olduğu ve davacının 6762 sayılı ...’nın 360/3. maddesi gereğince hisse senetlerini davalı şirkete tevdi etmediği kabul edilmesine rağmen, davacı tarafından aynı şekilde daha önce açılan davalar emsal gösterilerek davacının ./..
    aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilip işin esası hakkında karar verilmiştir. Oysa, davalı şirketin hisse senetlerinin hamiline yazılı olduğu ve davacının da dava konusu genel kurul tarihi itibariyle hamiline yazılı hisse senetlerine sahip olduğu kabul edildiğine göre davacının hisse senetlerini her bir genel kurul için toplantı gününden bir hafta önce şirkete tevdie mecburdur. Başka bir deyişle davacının aktif dava ehliyetinin her bir genel kurul ve dava için ayrı ayrı aranması gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, anılan husus değerlendirilerek davacının davaya konu genel kurul tarihi ve dava tarihi itibariyle aktif dava ehliyeti olup olmadığı açıklığa kavuşturularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ihtimale dayalı olarak davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilip işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına karar vermek gerekmiştir
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi