11. Hukuk Dairesi 2016/13370 E. , 2018/6380 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/03/2016 tarih ve 2014/245-2016/31 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 16/10/2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya taşıma hizmeti verdiğini, muhtelif tarihlerdeki taşıma işi ile ilgili olarak kesilen navlun faturalarından 170.007,00 TL’lik kısmının davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalının icra dosyasına vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu ve kooperatif adına yük taşıma işi yaptığını, yapmış olduğu taşıma işi ile ilgili olarak yapılan ödemelerin kooperatife yapıldığını, ancak davacının akaryakıt giderlerinin müvekkili tarafından ödendiğini, taşıma işi ile ilgili kullanılan yakıt giderleri ve masraflar düşüldükten sonra arta kalan kısmın davacıya elden veya çek ile ödendiğini savunarak davanın reddini istemiş ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının dava konusu alacağı konusunda alacağının varlığı hususunda bir tartışmanın bulunmadığı, ancak davalı kooperatifin dava konusu alacakları akaryakıt bedeli olarak ve çek ciro etmek suretiyle ... olduğu, yine kapalı fatura bedellerinin ödemeye karine olduğu ve kapalı fatura bedeli toplamı ile ödemelerin toplamının dava konusu alacak miktarından daha fazla olduğu, bu nedenle alacağının ödenmiş olduğu, yine ilçede geçerli ticari örf adete göre akaryakıt bedeli olarak ödemenin yapıldığı ve kısmen elden ödeme uygulamasının da bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine ve takip konusu alacağın % 20" si olan 34.001,40 TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan faturalar için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu navlun ücretine ilişkin faturaların hiçbir şekilde ödenmediğini ileri sürmüş, davalı vekili ise dava konusu faturaların bir kısmının davacının akaryakıt borcunun ödenmesi yoluyla ödendiğini bir kısmının ise elden ödendiğini savunmuştur. Davacının davalı kooperatifin ortağı olduğu, kooperatif ortakları tarafından yapılan taşımaların ödemesinin gönderen tarafından davalı kooperatife yapıldığı, davalı kooperatifin ise navlun ücretlerinin bir kısmını ortaklarının akaryakıt borcunun ödenmesi yoluyla ödediği hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, navlun ücretine ilişkin dava konusu faturaların bedelinin herhangi bir şekilde davacıya ödenip ödenmediği hususunda toplanmaktadır. Mahkemece, yazılı şekilde, davalı tarafından dava konusu faturaların bir kısmının akaryakıt olarak bir kısmının ise elden ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen elden ödemelerin hepsinin ödenme tarihinin dava konusu fatura tarihlerinden önce olduğu, ayrıca akaryakıt ödeme listesinin dayanaklarının ve taraflarca dosyaya sunulan ticari defter ve belgelerin incelenmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, ispat yükünün borcu ödediğini savunan davalı üzerinde olduğu gözetilerek taraflarca dosyaya sunulan ticari defter ve belgeler incelendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.