Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5367
Karar No: 2019/6798
Karar Tarihi: 08.11.2019

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/5367 Esas 2019/6798 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/5367 E.  ,  2019/6798 K.

    "İçtihat Metni"



    TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2019 tarih ve 2019/43269 sayılı yazısı ile; silahlı terör örgütü ..."ye üye olma suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda sanığın beraatine dair Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/03/2018 tarihli ve 2017/432 esas, 2018/164 sayılı kararını kapsayan onaylı dosya sureti incelendi.
    Dosya kapsamına göre, Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesince, sanığın ... silahlı terör örgütünün üyesi olduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle beraat kararı verilmiş ise de; Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından... hakkında 2018/19810 soruşturma sayılı dosya üzerinden yürütülen soruşturma sırasında, anılan şahıs hakkında yapılan ... sorgulamasında sanığın da ""ortmrt"" kullanıcı adıyla örgütün gizli haberleşme aracı ... programını kullandığının tespit edilmesi karşısında, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın ... silahlı terör örgütüne örgütsel olarak bağlı olduğuna dair cezalandırılmasına yeterli delil bulunduğu ve üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/04/2019 gün ve......-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    OLAY:
    Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2017 tarih, 2017/11519 soruşturma, 2017/16251 esas ve 2017/2777 numaralı, başlıkta "şüpheli ifadesi, Kom Şube Müdürlüğünün ... raporu, verilen ifadeler, Masak raporu, Bank ... yazıları, dijital inceleme raporu, arama ve el koyma tutanakları, tutuklama ve adli kontrol kararı sair deliller" şeklinde delillerin belirtildiği, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tanzim edilen iddianamesinde özetle; ... içeriklerine dair çözümleme çalışmalarının ve örgütün üst yöneticileri ile irtibatın bulunup bulunmadığına dair çalışmaların devam ettiği de belirtilerek; Şanlıurfa hakimi olarak görev yaptığı sırada HSYK kararı ile görevden uzaklaştırmasına müteakip meslekten ihracına karar verilen sanığın; ... kaydına rastlanmadığı, Bank ..."da hesabının bulunmadığının, Masak raporunda örgütsel kaydına rastlanılmadığının, sosyal medya hesaplarının tespit edilemediğinin, D-Smart ve Digitürk aboneliklerinin bulunmadığının, Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün 26.01.2017 tarihli Dijital Veri İnceleme ve Değerlendirme raporunda evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda elde edilen CD ve DVD"ler üzerinde yapılan incelemede; ... terör örgütü ele başı ..."in sözde sohbet adı altındaki videolarını ve ses kayıtlarını muhafaza ettiğinin, yazdığı kitapları ve ..."in fotoğraflarını bulundurduğunun tespit edildiği belirtilerek, ... terör örgütüne müzahir kişilerden olduğu, ... terör örgütünün propagandasını yaptığı, örgütün eylem ve faaliyetlerini benimseyerek örgütü yakından takip ettiği, elde edilen cep telefonunun whatsapp görüşmelerinde; 16 Temmuz tarihli "Gün hükumetimize sahip çıkma günüdür" ve "Demokrasimize ve hükumetimize sahip çıkalım" şeklinde mesaj paylaşımlarının görüldüğünün, ..."ın 04.11.2016 tarihli savcılık ifadesinde ""Ben Tatvan"da bulunduğum sırada......"den ... ... ismindeki Adilcevaz hakimi kredi çektiği için himmet ödemediğini duymuştum. Ancak ben bizzat bu şahsın cemaatle irtibatını bilmiyorum. Ancak ... ... isimli hakimin de cemaatle irtibatı olduğunu bizzat biliyorum. Ancak ... ile benim irtibatımı kimin kurduğunu şuan hatırlamıyorum."" şeklinde beyanda bulunduğunun ve ismi ... ... olarak geçmekle birlikte görev yeri ile isminin ... olduğunun tespit edildiği, ... terör örgütü ile irtibatlı olduğu ve himmet parası verdiği, bu suretle ...... silahlı terör örgütüne üye olduğu iddiası ile; 3713 sayılı TMK"nın 7/1 maddesi yollaması ile TCK"nın 314/2, 58/9, 53/1, 54/1, 63; 3713 sayılı TMK"nın 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmasının istenildiği anlaşılmıştır.
    Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2017 tarihli 2017/418 sayılı kararı ile iddianamenin kabulüne karar verilerek 2017/432 esasına kayden yürütüldüğü görülen kovuşturmada; sanığın müdafii olmadan savunmasının alındığı ve tanık Rahmi"nin de dinlendiği ayrıca elektronik imzalardan katip imzasının eksik olduğu anlaşılan gerekçeli karara esas alınan hükmün tefhim edildiği 15.03.2018 tarihinde yapılan duruşmasında iddia makamının özetle, iddianamede sanığın ev ve iş yerinde yapılan aramalarda elde edilen CD ve DVD"ler üzerinde yapılan dijital incelemede ... terör örgütü ele başı ..."in sözde sohbet adı altındaki videolarını ve ses kayıtları, yazdığı kitapları ve fotoğraflarını bulundurması, tanık ..."ın sanıktan 2007 yılında aidat parası istediğine dair soyut beyanları delil olarak gösterilmiş ise de; tanık Rahmi"nin beyanının sanığın örgüte üyeliğini göstermediği gibi örgüte üyeliğine ilişkin bir beyanınında bulunmadığı, iddiayı destekleyecek başkaca bir verinin dosyaya girmediği, sanığın ... silahlı terör örgütü üyesi olduğuna dair savunmasının aksine dair her türlü şüpheden uzak, maddi ve kesin delil elde edilemediği anlaşıldığından 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine, dijital materyallerin sanığa iadesine karar verilmesine dair mütalaa sunduğu; mahkemece de yapılan yargılama sonunda sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ve yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK 223/2-e maddesi uyarınca sanığın beraatine, istinaf yolu açık olmak üzere karar verildiği görülmüştür.
    Gaziantep 10.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/432 esas ve 2018/164 karar sayılı gerekçeli kararında özetle; sanığın yetki hususu başta olmak üzere usule ilişkin itirazlarının reddedildiğinin ve toplanan delillerin belirtilerek ayrıca diğer deliller kısmında da Gaziantep KOM Şube Müdürlüğ"nün 31.01.2017 tarihli ... sorgulama raporuyla kimlik numarasıyla yapılan sorgulamada sanığın ... kaydının bulunmadığın tespit edildiği de belirtilmek sureti ile; sanıktan elde edilen DVD ve CD lerde yer alan örgütsel içeriklerin örgüt üyesi olduğunu ispata yeterli faaliyetler kapsamında değerlendirilemeyeceği, tanık beyanının sanıkla ilgili net bir bilgi vermediği, çelişkili olduğu, ayrıca sanığın 2008 yılında Adilcevaz"a tayin olmasına rağmen tanığın 2007 yılına dair beyanlarda bulunduğunu ve kredi çektiğini de belirtmiş ise de, sanığın kredi çekmediğini belirttiği dikkate alındığında bir kısım beyanların yanlış olduğunun değerlendirildiğinin, HSYK tarafından ihraç edilmesinin ise ceza yargılamasında bağlayıcı olmadığı ve yeterli delil olarak görülmediği, sanığın son olarak Şanlıurfa hakimi olarak görev yapmaktayken HSYK 2. Dairesinin 16.07.2016 tarih, 2016/345 sayılı kararı ile görevden uzaklaştırıldığı, HSYK Genel Kurulunun 24.08.2016 tarih, 2016/426 sayılı kararı ile meslekten çıkarıldığı ve itiraz üzerine yapılan yeniden inceleme sonucunda da HSYK Genel Kurulunun 29.11.2016 tarih, 2016/434 sayılı kararı ile meslekten çıkarma kararının kesinleştiğinin anlaşıldığı, sanığın örgütün evlerinde, yurtlarında, mahrem nitelikte olan örgüt çalışma ve staj evlerinde kaldığına, örgütün gizli haberleşme programı olan ..."u kullandığına, örgütün sohbet ve toplantılarına katıldığına, örgüte himmet verdiğine ve yardım ettiğine, hakim olarak görev yaptığı süre zarfında örgütün emir ve talimatı doğrultusunda karar verdiğine ve 2014 HSYK seçiminde örgütün desteklediği sözde bağımsızlar adına örgütsel saiklerle çalışmalar yürüttüğüne, örgütün yapısında bulunup hiyerarşisine dahil olduğuna ve örgütle organik bağ kurarak örgüt üyesi olduğuna dair dosyada her türlü şüpheden uzak, inandırıcı, somut delillerin bulunmadığı, iddia olunan eylemlerin ve yapılan tespitlerin, mahkemece sanık aleyhine silahlı terör örgütüne üyelik suçunun sübutu açısından her türlü şüpheden uzak, somut delil olarak itibar edilmediği, iddianameye konu edilen somutlaştırılamayan ve doğrudan örgütsel eylem niteliğinde olmayan iddiaların olması ve HSK tarafından 667 sayılı KHK 3/1 maddesi uyarınca ... silahlı terör örgütü ile irtibat veya iltisakı nedeniyle hakimlik mesleğinden çıkarılmış olması ile aynı irtibat veya iltisak nedeniyle 2802 sayılı Kanunun 82. maddesi uyarınca hakkında soruşturma izni verilmiş olmasının sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun oluşması için yeterli nitelikte olmadığı, bu eylemlerin sanığın örgüt üyeliği için aranan süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz eden ve sanığın organik bağ ile örgüte bağlı olduğunu açıkça gösteren eylemlerden ve faaliyetlerden olmadığı, örgütün hiyerarşisinde yer alarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemleri gerçekleştirmek suretiyle üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği ve yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı kanaatine varıldığı belirtilerek, sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
    Gerekçeli karar 23.03.2018 tarihinde istinaf edilmediğinden kesinleşmiştir.
    Sanığın sonraki süreçte tazminat davası açtığı dosya içerisinde yer alan dilekçesinden ve Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin müzekkerelerinden anlaşılmaktadır.
    Kararın kesinleşmesinden sonraki süreçte, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen bir soruşturma kapsamında kollukça tanzim edilen 30.07.2018 tarihli tutanakla,......"nin kullanımında olduğu tespit edilen ... ID lerinde yapılan inceleme sonucunda; Veysel Dereli"nin kullanımında olan... ID numaralı ... hesabının kişi listesinde bir çok hakim ve savcının ekli olduğu göz önüne alınarak, kişi listesinde bulunan ... ID nolu kullanıcının da hakim veya savcı olabileceği değerlendirilerek, roster kısmında yazılı olan "ortaca mrt" kelimesi baz alınmak sureti ile Ortaca/ Muğla ilçesinde hakim veya savcı olarak çalışan ... isimli kişilerin araştırılması neticesinde ... sorgulamalarında adına rastlanılmayan ancak ihraç kaydı bulunduğu ve 2011-2016 yılları arasında Ortaca"da çalıştığı tespit edilen sanığın kaydına rastlandığının tespitinin Denizli Cumhuriyet Başsavcılınca 01.08.2018 tarihinde Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesine müteakip, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 02.08.2018 tarihli yazısı ile soruşturma dosyasına eklenmek üzere Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen ve 08.08.2018 tarihinde de mahkeme hakimince dosyasına havale edildiği anlaşılan tutanak ile Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca 31.10.2018 tarihinde gönderilen yazı ekinde yer alan 06.09.2018 tarihli ... değerlendirme ve tespit tutanağı içeriğine göre dağıtım gereği gönderilen... adlı şahsın kullanıcısı olduğu ... hesabında "ortaca mrt" olarak ekli olan, ... isimli grup içerisinde yer alan ve ... adlı ... kullanıcısı ile irtibatı tespit edilen, kullanıcı adı ortmrt, şifresinin muğla@ ve sistemde son online tarihinin 11.03.2014 olduğu belirtilen ... İD numaralı ... kullanıcısının sanık olabileceğinin değerlendirildiğine dair tutanağın 05.11.2018 tarihinde mahkeme başkanınca dosyasına havale edildiği görülmüştür.
    Bigadiç Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.06.2018 tarihinde sanık hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğine dair üst yazının bulunduğu görülmüştür.
    Sanığın eşi ..."dan ... nakit 24 bankamatik kartının ele geçtiğine dair Şanlıurfa valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün yazısı ve emanet makbuzunun dosyada olduğu görülmüştür.
    10.12.2018 tarihinde Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi savcısınca karar tarihinden sonra gönderilen ... değerlendirme ve tespit tutanağının mahkemece değerlendirilmesi amacı ile kesinleşen kararın kanun yararına bozulması hususunda Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne ihbarda bulunulmuştur.
    Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğünün 31.10.2017 tarihli Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği yazı ve eklerinden yetkisizlik kararı bulunduğu CMK 135 kapsamında HTS kayıtlarının alınmadığı belirtilmiştir.
    Tensiple BTK"dan 05057802685 nolu hattın HTS kayıtlarının istenildiği görülmüştür.
    BTK"dan gönderilen verilerin bulunduğu CD incelendiğinde, 15.09.2014-15.10.2014 tarihleri arasını içerir HTS kayıtlarının gönderildiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda HTS kayıtlarında ... tutanağında aynı grupta yer aldıkları belirtilen ... ile de HTS irtibatının olduğu görülmüştür.
    KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Kesinleşen hükümden sonra ortaya çıkması nedeniyle CMK"nın 217. maddesi gereğince duruşmada tartışılıp değerlendirilmeyen fakat suçun sübutu bakımından belirleyici nitelikte olduğu kabul edilen delilin, anılan kanunun 223/2-e maddesi gereğince verilen beraat kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile kanun yararına bozma yasa yoluna konu olmasına imkan verip veremeyeceğine ilişkindir.
    HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
    Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere: 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olağanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule ilişkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduğunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doğuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
    Aynı nedenlerle olağan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir şekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
    Hakim ya da mahkeme tarafından değiştirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
    Ciddi boyuta ulaşmayan, maddi meseleye ilişkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aşamasında, soruşturma ya da kovuşturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi başka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
    Sübutu kabul edilen eylemin suç oluşturup oluşturmayacağı ya da hangi suçu oluşturacağı yönündeki hukuki tespit, kabul ve uygulamaların yukarıda sayılan, uygulama birliği ve hukuk güvenliği amaçları bağlamında kanun/kamu yararı taşıdığından kanun yararına bozma yasa yoluna konu olabileceğinde şüphe yoktur. Yüksek Ceza Genel Kurulu da aynı görüştedir. (23.6.2009 t, 2009/7-69,176 sy)
    Ancak ayrıntıları Ceza Genel Kurulu"nun 25.10.1993 tarih 260/281 sayılı kararında da açıklandığı üzere; olaya ilişkin deliller toplanıp değerlendirilmişse, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine noksan kovuşturma yapıldığından ya da takdirinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozmaya gidilemez.
    Diğer taraftan AİHS"nin 6. ve Anayasanın 36/1. maddeleri ile teminat altına alınan adil yargılama hakkı kapsamında kalan ve ceza yargılama hukukunun temel ilkelerinden olan "çifte yargılama yasağı/Ne bis in idem" kuralı gereğince, nihai bir kararla mahkum edilen ya da beraat eden kimse, aynı egemenlik alanı içinde aynı fiilden dolayı yeniden yargılanamaz ve cezalandırılamaz. AİHS 7 nolu protokolün 4. maddesi ile Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 14/7. maddeleri de bu kuralı güvenceye bağlamıştır.
    Ne var ki, asıl amacı maddi gerçeğe insan onuruna yaraşır biçimde ulaşmak olan ceza yargılamasının, adli hatalar nedeniyle mutlak hakikate ulaşamaması muhtemel ve vakıadır. Bu nedenle kesin hükmün otoritesine istisna olmak üzere olağanüstü yasa yolları benimsenmiştir. 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma, 311-314. maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi ve 308. maddesinde yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı da bu istisnalardandır.
    Yukarıda değinildiği gibi kanun yararına bozma talebine ilişkin inceleme, talebe esas teşkil eden hüküm ya da kararın tesis edildiği tarih ve şartlar itibariyle değerlendirilmesini gerekli kılar. Hüküm ya da karar tarihinden sonra ortaya çıkan deliller, şartları varsa yargılamanın yenilenmesini gerektirebilir ise de kesinleşen hüküm veya kararı kanun yararına bozma talebinin konusu haline getiremez. Aksi düşünce hem kesin hükmün otoritesini sarsar hem "çifte yargılama yasağı/Ne bis in idem" kuralını ihlal eder hem de hukuk güvenliğini zedeleyerek toplumsal tedirginlik ve huzursuzlukları besler.
    Diğer taraftan Dairemizce de benimsenen, öğretide ekseriyetle kabul gören yerleşik yargısal kararlara göre, örgütü yönetmek ya da örgüte üye olmak suçları mütemadi (kesintisiz) suçlardandır. Yani fiilin icrası süreklilik arz eder. Bu suçlarda örgüt hiyerarşisine dahil olup faaliyetlere başlanmakla suç tamamlanmıştır. Ancak fiilin icrası devam ettiği müddetçe fiilin ifade ettiği haksızlık da süreceğinden suç işlenmeye devam edecektir. Failin kendi isteğiyle ya da irade dışı olarak örgütten ayrılması halinde suç bitmiş olacaktır.Mütemadi suçların tamamlanmasıyla bitmesi aynı anlamı taşımamaktadır.
    Mütemadi suçların ceza ve muhakeme hukuku bakımından önemli sonuçları mevcuttur. Ceza hukuku bakımından, suça teşebbüs fiilin bitmesine kadar değil tamamlanmasına kadar mümkündür. İştirak ise bitinceye kadar gerçekleşebilir. Suç işlenmeye devam ettiğinden, koşulları varsa meşru savunma hükümleri uygulanabilir. Uygulanacak ceza hükümleri bakımından temadinin bittiği tarih esas alınmalıdır. Yine kusur yeteneği ve yaş küçüklüğü bitiş tarihine göre tayin edilir. Muhakeme hukuku bakımından ise, zamanaşımı, yetkili mahkeme ve şikayet süresi temadinin bitişine göre değerlendirilecektir. Ancak suçun mütemadi niteliği, kural olarak görevli mahkemenin belirlenmesi ya da kovuşturma usulünün tespiti bağlamında bir özellik taşımaz. Örgüt üyeliği temadi eden suçlardan olması nedeniyle hukuki ve fiili kesintiyle sona erecektir. Kesinti tarihi suç tarihidir. Fiili olarak terör örgütünden daha önce ayrılmış olmamak ve faaliyetlere devam ediyor olmak koşuluyla, terör örgütü yöneticisi ya da üyesinin yakalanma tarihi, suç işlenmeye devam edildiğinden (CMK 2/1-j), 5235 sayılı Kanunun 12/1 maddesi de gözetildiğinde ağır cezalık suçüstü hali olarak kabul edilmelidir.
    Mütemadi suçlarda iddianame düzenlemekle hukuki kesintinin gerçekleştiğinin kabulü halinde dava zamanaşımı süresi de işlemeye başlayacaktır. Bir taraftan suç işlenmeye devam ederken iddianameyle kamu davası açılması nedeniyle bu suçun dava zamanaşımına uğrama tehlikesi ortaya çıkacaktır. Diğer taraftan tamamlanan ancak bitmeyen mütemadi suçtan dolayı aynı sanık hakkında çok sayıda iddianame düzenlenebilecektir. Bu nedenle kamu davası açılması için yeterli delil bulunan hallerde savunma alınmaksızın dava açılmasına engel hal yok ise de, mütemadi suçlardan olan örgüt üyeliği suçunda yakalamanın gerçekleşmediği durumda dava açılması bir yarar sağlamayacaktır. Ayrıca eksik soruşturma nedeniyle yeterince delil toplamadan açılan davalar beraatle sonuçlanabilecektir. Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlarda yeni delil ortaya çıkması halinde dava açma olanağı var ise de kesin hüküm halinde CMK 314. maddedeki sınırlı nedenlere dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi mümkün olup,bu durum maddi gerçeğe ulaşmaya da engel oluşturacaktır.
    Terör suçlarında amaç suça elverişli araç suç işlenmesi halinde suç tarihi araç suçun işlendiği tarihtir. Bu nedenle mütemadi suçtan bahsetmek söz konusu değil ise de, örgütsel faaliyetlerinin devam ettiği dönemlerde aynı nitelikte suç işleme olanağı bulunduğundan yerleşik uygulamaya göre amaç suçtan ancak bir kez hüküm kurulması gerekliliği karşısında, yakalanmayan sanık hakkında kamu davası açılması usul ekonomisi bakımından fayda sağlamayacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; soruşturma ve kovuşturma aşamasında toplanan delillere göre ... kullanıcısı olmadığının bildirilmesi üzerine diğer deliller de tartışılarak yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilen sanık hakkında; suçun sübutu bakımından belirleyici nitelikte olan ancak CMK"nın 217. maddesi gereğince duruşmada tartışılıp değerlendirilmeyen ve fakat hükmün kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan sanığın ... kullandığına dair delilin, kesinleşen hükmü kanun yararına bozma talebinin konusu haline getiremeyeceğinden talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Açıklanan sebeplerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği 29.04.2019 tarih ve 2019/43269 sayılı tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine 08.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi