12. Ceza Dairesi 2019/8952 E. , 2020/6464 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/4, 22/3, 62/1, 50/1-a-3, 52/2-4, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın olay tarihinde idaresindeki dolmuş ile gündüz vakti, tek yönlü yolun sol şeridinde, sanığın kendi ifadesi ve ön koltukta oturan tanık yolcular ... ve ...’un beyanlarına göre cep telefonu ile konuşarak seyir halinde olduğu, olay yeri kavşağa geldiğinde, sol şeritten sağ şeride kontrolsüz bir şekilde şerit değiştirdiği ve yolun sağ tarafında seyir halinde bulunan katılan ... idaresindeki motosiklete çarptığı, motosiklet üzerindeki bir kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde, şikayetçi olmayan bir kişinin de kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına tam kusurlu olarak neden olduğu olayda; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, tamamen kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölmesi ile iki kişinin nitelikli, iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan daha fazla uzaklaşmak" suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın cep telefonu ile konuştuğu sırada kazaya neden olduğu, kaza sonrasında cep telefonu ile konuşmaya devam ettiği, yolcuların uyarması üzerine kaza yaptığının anlaşıldığı, yola gereken dikkati veremeyerek, güvenli sürüş yeteneğini kaybeden sanığın eylemini bilinçli taksirle gerçekleştirdiği hususunda mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.