14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3083 Karar No: 2018/7839 Karar Tarihi: 15.11.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/3083 Esas 2018/7839 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/3083 E. , 2018/7839 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.03.2015 gününde verilen dilekçe ile İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayalı olarak açılmış ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayalı olarak açılmış ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece 03.12.2015 tarihinde davanın kabulüne karar verilmişetir. Davalılardan ... vekili tarafından verilen 22.01.2016 tarihli dilekçe ile hüküm temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. 2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir. Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince, Davalı ..."na gerekçeli kararın Mernise kayıtlı adresi olduğu belirtilerek tebliğe çıkarıldığı, tebligatın arkasına "tebliğ imkansızlığı" ile "belirtilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olması nedeniyle" 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, bu sebeple adı geçen davalıya çıkarılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından; davalı ..."na gerekçeli kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. ve 21. maddeleri gözetilerek ve Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğinin sağlanması, belirtilen eksiklik giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 15.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.