21. Hukuk Dairesi 2016/16222 E. , 2017/1928 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 01/12/2008-03/09/2012 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava; davacının 01.12.2008 – 03.09.2012 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nda; yazılı, sözlü, basit ve seri olmak üzere dört yargılama usulü düzenlenmiş iken 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda yazılı ve basit yargılama usulleri düzenlenmiş ve 5510 sayılı Kanun"un 101. maddesinde; anılan Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili çıkan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesinde ise; iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulünün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 447. maddesindeki diğer kanunların sözlü yahut seri yargılama usulüne atıf yaptığı hallerde bu Kanun"un basit yargılama usulü ile ilgili hükümlerinin uygulanacağına ilişkin hüküm karşısında artık, iş mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulanması gerekecektir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 320/1 maddesine göre; “basit yargılama usulüne” tabi davalarda mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verebilir ise de bunun “ mümkün olan hallerde ” olduğu belirtilmek suretiyle sınırlı bir alan gösterilmiş ancak “ mümkün olan haller ”in neler olduğu madde metninde sayılmamıştır.
Dosya üzerinden karar verilebilecek “mümkün olan haller” belirlenirken HMK"nın 27. maddesinde yer alan ve hukuk yargılamasında temel ilke olarak kabul edilen “ hukuki dinlenilme hakkı” kavramının da gözönünde tutulması zorunludur. Taraflara hukuki dinlenilme hakkı verilmesi Anayasa"nın 36. maddesinde tanımını bulan “ hak arama hürriyetinin ” gereğidir. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiğinden, dosya üzerinden karar verilebilecek hallerin hukuki dinlenilme hakkını ihlal etmeyecek haller ile sınırlı tutulması doğru olacaktır.
Somut olayda; mahkemece, davacının ... ... sigortalılığının yeniden 01.12.2008 tarihinden itibaren başladığının kabulü doğru ise de; davalı Kurum; davacının 12.08.2008 tarihinde yaptığı 1.155 TL ödemenin 01.12.1988 – 14.09.1993 tarihleri arasını kapsadığını, diğer ödemelerin 20.04.2011 – 03.09.2011 tarihleri arasını kapsadığını, davacının 6552 sayılı Yasa kapsamında müracaatı olmadığını bildirmiştir. Öte yandan; dosyada mevcut 25.09.2012 tarihli ekstrede davacının; 01.12.1988 – 14.09.1993, 01.12.2008 – 03.09.2012 tarihleri arasında sigortalı göründüğü ve 30.09.2012 tarihi itibari ile 2.798,45 TL prim borcunun bulunduğu, davacının 30.05.2011 tarihinde 6111 sayılı Yasa"dan faydalanma talebinde ve 07.12.2015 tarihinde de ihya talebinde bulunduğu, davacının talebinin davalı Kurum tarafından kabul edildiği ve davacının bildirilen 5.187,35 TL"lik borcu 03.02.2016 tarihinde ödediği, bu ödemeden sonra davacının 01.12.1988 – 14.09.1993 ve 01.12.2008 – 30.04.2011 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiğinde 99,46 TL fazla ödemesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece; tarafların açıklamaları dinlendikten, iddia ve savunmaları çerçevesinde deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının tahsis talep tarihinde prim ödemelerine göre hangi tarihler arasında sigortalı kabul edilmesi gerektiği ve yaşlılık aylığı koşullarından olan prim borcu bulunmaması şartını sağlayıp sağlamadığı açıklığa kavuşturulmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; ... ... sigortalılığının yeniden 01.12.2008 tarihinden itibaren başladığının kabulü ile davalı Kurum"dan davacının yaptığı prim ödemelerinin hangi tarihler arasını kapsadığını sorarak sigortalılık süresini, tahsis talep tarihi itibari ile prim borcu bulunup bulunmadığını belirlemek ve gelen yazı cevabı gereğince de davacının yaşlılık aylığı koşullarını değerlendirerek sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.