16. Hukuk Dairesi 2015/17755 E. , 2018/2076 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında... Köyü çalışma alanında ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 163 parsel sayılı 1.900,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 102 ada 28 parsel numarasıyla ve 1.369,37 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve eksikliğin taşınmaza komşu taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın güneyindeki yol içerisinde kalan ve 28.05.2015 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli haritada (E) harfi ile gösterilen bölüm ile taşınmazın kuzeyindeki dere içerisinde yer alan ve aynı raporda (A) harfi ile gösterilen bölümün yol ve dere bölümünden ifrazıyla davacıya ait 102 ada 28 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; hükme esas alınan 29.5.2015 tarihli fen bilirkişi raporundan (A) harfi ile gösterilen 206,96 metrekarelik kısmın taşınmazın kuzeyinde bulunan derede ve (E) harfi ile gösterilen 49,07 metrekare kısmının ise taşınmazın güneyinde bulunan yolda kaldığı anlaşılmaktadır. Yollar ve dereler, kamunun kullanıma ait yerlerden olduğuna göre, bu taşınmazlar hakkında açılacak davaların Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişiliğine yöneltilmesi zorunludur. Ne var ki; somut olayda çekişmeli taşınmazların bulunduğu... Köyü Tüzel Kişiliği’ne husumet yöneltilerek taraf teşkili sağlanmamıştır. Taraf teşkili dava koşullarından olup mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer taraftan hükme esas alınan 29.05.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda çekişmeli 102 ada 28 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastro paftası ile uygulama kadastro paftasının çakıştırılması sonucunda; uygulama kadastrosu sırasında; taşınmazın tesis kadastrosu sonucu oluşan sınırlarına göre; rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 206,96 metrekare yüzölçümündeki kısmının taşınmazın kuzeyinde bulunan ve temyize konu edilen dere içerisinde ve aynı rapor ve eki krokide (E) harfi ile gösterilen 49,07 metrekare yüzölçümündeki kısmının ise taşınmazın güneyinde bulunan ve temyize konu edilen yol içerinde tespit edildiği belirtilmiş, 09.01.2013 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda ise tesis kadastro paftası ile uygulama kadastro paftasının çakıştırılması sonucunda; uygulama kadastrosu sırasında çekişmeli taşınmazın tesis kadastrosu sınırlarına göre 199,02 metrekare kısmının taşınmazın güneyinde bulunan yol içerisinde bırakıldığı belirtildiği gibi sözü edilen rapora ekli haritadan da çekişmeli taşınmazın kuzeyinde bulunan dere ile olan ara sınırı yönünden tesis kadastrosu sonucu oluşan sınır ile uygulama kadastrosu sonucu oluşan sınırın genel olarak uyumlu olduğu görünmektedir. Şu halde; mahkemece alınan her iki rapor tesis kadastro paftası ile uygulama kadastro paftasının çakıştırılması bakımından çelişkili olup, mahkemece bu çelişki üzerinde durulmaksızın çelişkili rapora dayalı olarak karar verilmiştir. Hal böyle olunca; öncelikle davacıya,... Köyü Tüzel Kişiliği’ne dava dilekçesi ve duruşma gününü tebliğ ettirerek taraf teşkilini sağlaması için süre ve imkan tanınmalı, bu şart yerine getirildikten sonra mahkemece harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, taraf teşkili sağlanmaksızın ve çelişkili bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.