11. Hukuk Dairesi 2019/2822 E. , 2020/796 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/12/2017 tarih ve 2016/22 E- 2017/536 K. sayılı kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 04/04/2019 tarih ve 2018/941 E- 2019/415 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şahısça yapılan, 2014 08274-1 sayılı vitrin mankeni tasarımına, müvekkili şirketçe yapılan itirazın nihai olarak TPMK YİDK tarafından reddedildiğini, oysa söz konusu tasarımın müvekkilinin mağazalarında uzun yıllardır kullanılmakta olduğunu, “elleri arkadan birleştirilmiş manken” tasarımının, taklit edilmesiyle oluşturulduğunu ve bu nedenle de yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinden yoksun bulunduğunu, “elleri arkada birleştirilmiş manken” tasarımları arasındaki benzerliklerin, basit - sıradan benzerliklerin çok ötesinde olduğunu, söz konusu tasarım başvurusunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, davaya konu YİDK kararının iptalini ve başvuruya konu tasarımın hükümsüz kılınmasını istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin, uzun yıllardır vitrin mankenlerinin tasarımı, üretimi ve pazarlaması işi ile uğraşmakta olduğunu, bu kapsamda müvekkili adına kayıtlı bir sürü patent ve endüstriyel tasarımın bulunduğunu, dava konusu tasarımın da 03.12.2014 tarihinde 2014/08274 tescil numarası ile tescil edildiğini, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı şirketin dava konusu tasarım üzerinde yasal-korunabilir hiçbir hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait 2014/08274-1 sıra numaralı tasarımın, kafası olmayan, elleri arkada birleştirilmiş atletik vücuda sahip bir vitrin mankenine ilişkin olduğu, davacı tarafından sunulan ve başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğu gözlemlenen ürünler karşısında, belirlenen benzerlikler sebebiyle yeni olmadığı, yine ortak özelliklere ağırlık verildiğinde, bir an için tasarımlar arasında farklılık bulunduğu kabul edilecek olsa dahi, bu farklılıkların, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde farklı bir genel izlenim yaratmaya yeterli olmaması sebebiyle de ayırt edici nitelik koşulunu sağlamadığı, mutlak yenilik ilkesi gereği, bir tasarım kamuya sunulmadığı müddetçe yeni sayılacak, kamuya açıklanmasıyla beraber yenilik vasfını yitireceği, davaya konu tasarım başvurusu tarihinin 03.12.2014 olduğu, 554 sayılı KHK md.8’de ifadesini bulan kamuya sunma periyodu ve yeniliğin etkilenmeyeceği tarihin 03.12.2013’e tekabül ettiği, tasarım başvurusu sahibine ait karşı görüş dilekçesinde, bu ürünlerin Eylül 2013’te üçüncü bir firmaya satıldığı ve bu anlamda kamuyu sunulduğu belirtildiğine göre, md. 8’de ifadesini bulan on iki aylık periyodun geçtiği ve bizzat tasarım başvurusu sahibinin kullanımları nedeniyle de davaya konu edilen tasarımın yenilik niteliğinin ortadan kalktığı gerekçesi ile davanın kabulüne, TPMK"nın 2015/T-719 sayılı YİDK kararının iptaline, 2014/08274-1 sıra nolu tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı kurumdan alınmasına, 03/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.