Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/7931
Karar No: 2019/6792
Karar Tarihi: 25.10.2019

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/7931 Esas 2019/6792 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/7931 E.  ,  2019/6792 K.

    "İçtihat Metni"



    I-TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.07.2019 tarih ve 2019/7931 sayılı yazısı ile; Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçundan şüpheliler ..., ...... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Tokat Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/10/2017 tarihli ve 2016/8350 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Tokat 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 08/05/2018 tarihli ve 2018/739 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Somut olayda, müştekiler vekilinin 13/11/2016 tarihli dilekçesi ile Dimes Holding bünyesinde yer alan şirketlerde finans ve mali işler müdürü olarak çalışan ..."in çeşitli yöntemler neticesinde haksız bir şekilde uhdesine geçirdiği meblağların bir kısmını kendi ve aile fertleri adına açılan mevduat hesaplarında değerlendirdiği, bir kısmı ile kendisi ve aile fertlerine gayrimenkul ve pahalı araçlar aldığı ve çocuklarını şirket hissedarı haline getirdiğinden bahisle şikâyetçi olmasını takiben, Tokat Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma üzerine, şüphelilerin suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerinin bir başka suçtan elde edilen ekonomik bir kazanç olup olmadığını bilebilecek durumda olmadıkları, ..."in bahse konu suça ilişkin malvarlığı değerlerini kendi adından şüphelilere devretmeden doğrudan kendi kazancıymış gibi ailesine tasarruflarda bulunduğu, haliyle şüphelilerin ... ile birlikte aynı amaç doğrultusunda hareket ederek müsnet suçları işledikleri yönünde yeterli delil bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
    Dosya kapsamına göre, Tokat Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, şüpheli ..."in çocukları, babası ve eşininin beyanlarına başvurulduğu, çocuklarından ..."in ifadesinde herhangi bir işte çalışmadığını, üzerine kayıtlı lüks bir araç, Ankara ilinde bir daire olduğunun, Tokat Akbank şubesinde 13.000 meblağlı dolar hesabı, 4.500 meblağlı sterlin hesabı ile vadesiz hesabın bulunduğunu, araba, ev ve banka hesaplarındaki paranın babası ... tarafından alındığını, kendisinin çalışarak kazandığı paralar olmadığını beyan ettiği; ..."in çocuklarından ..."in ifadesinde halen işsiz olduğunu, üzerine kayıtlı iki tane lüks araba, Ankara ilinde bir daire, Akbank şubesinde vadesiz hesap bulunduğunu ve anılan değerlerin babası tarafından temin edildiğini beyan ettiği; ..."ın eşi ..."in ev hanımı olduğu, bir iş yerinde çalışmadığını, adına lüks bir marka araç ile İstanbul ilinde bir daire ve İzmir ilinde dubleks yazlığın mevcut olduğunu, bunların eşi ... tarafından kendisine alındığını beyan ettiği, şüphelilerden ..."in babası olan ..."in ifadesinde ise oğlunun kendisine beş altı kez vekaletname vermesi nedeniyle ... adına menkul ve gayrimenkuller aldığını, sayısını tam hatırlmadığı birkaç tapuyu oğlu adına devraldığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, şüphelilerin ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde şüphelilerin ifadelerinin birbiriyle uyumlu olduğu, şüphelilerden ... dışında diğerlerinin herhangi bir işte çalışmamalarına rağmen üzerilerine kayıtlı lüks araçların, birçok dairenin ve banka hesaplarında yüksek meblağlı paralarının olduğu, anılan değerlerin hepsinin de ... tarafından alındığının beyan edildiği ve ..."in de çalıştığı firmada bulunduğu konum da dikkate alındığında bu yüksek meblağlı evler, arabalar ile banka hesaplarının bizzat ... tarafından olağan yollardan temin edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, şüphelilerin eylemlerinin işbirliği halinde olduğu, soruşturma dosyası kapsamına göre mevcut delillerin şüphelilerin üzerilerine atılı suçtan kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillere ve suçun unsurlarına yönelik takdir ve değerlendirilmenin mahkemesince yapılması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 25/06/2019 gün ve ... sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiştir.
    II-OLAY:
    Tokat Cumhuriyet Başsavcılığının 11.10.2017 tarih 2016/8350 soruşturma, 2017/1329 esas ve 2017/416 numaralı iddianamesi ile ..., ..., ... adlı şahısların malen sorumlular oldukları belirtilmek sureti ile; sanık ..."in Dimes, Sermes, Karmen ve Nobel şirketleri ortaklarına yönelik iddia olunan eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 155/2, 43/1 maddeleri; Kazova şirket ortaklarına yönelik eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 155/2, 43/1 maddeleri; Vadim şirket ortaklarına yönelik eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 155/2, 43/1 maddeleri; Cihan şirket ortaklarına yönelik eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 155/2, 43/1 maddeleri; Dimes Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ ortaklarına yönelik eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 207/1, 43/1 maddeleri, Dimes Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ Ortaklarına yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 38/1 delaletiyle TCK"nın 207/1 maddeleri ve 5237 sayılı TCK"nın 282/1.a, 63, 53/1 maddeleri uyarınca; sanık Koray Ergenç"in Dimes AŞ Ortaklarına yönelik eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 158/1.i; 212/1 delaletiyle 207/1, 43/1, 53/1 maddeleri uyarınca; sanık Ahmet Akgül"ün ise Dimes AŞ Ortaklarına yönelik eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 37/1 delaletiyle 207/1,53/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemi ile iddianame tanzim edildiği görülmüştür.
    Belirtilen iddianameye konu olan soruşturma kapsamında; karar başlığında suçun, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu olduğunun belirtildiği görülen Tokat Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2017 tarihli 2016/8350 sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında şüpheliler ..., ..., ... ve ... hakkında özetle 13.11.2016 tarihinde yapılan şikayet kapsamında başlatılan soruşturma sonucunda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 282. maddesinde alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı, 282/2 maddesinde birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağının düzenlendiği somut olayda şüphelilerin suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerinin bir başka suçtan elde edilen ekonomik bir kazanç olup olmadığını bilebilecek durumda olmadıkları, ..."in bahse konu suça ilişkin malvarlığı değerlerini kendi adından şüphelilere devretmeden doğrudan kendi kazancıymış gibi ailesine tasarruflarda bulunduğu, haliyle şüphelilerin ... ile birlikte aynı amaç doğrultusunda hareket ederek müsnet suçları işledikleri yönünde yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile itiraz kanun yolu açık olmak üzere takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.
    Kararın müştekilere veya vekiline tebliğine dair belgelerde dosya içerisinde bulunmamaktadır.
    Müştekiler vekilince 27.03.2017 havale tarihli dilekçe ve ekinde sunduğu raporun ilgili kısımlarını içerir belgelerin de ibrazı sureti ile; şüpheliler hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılarak, haklarında TCK"nın 282. maddesi gereğince ve sanığın TCK"nın 155. maddesi kapsamındaki suçlarına iştirakten ayrı ayrı kamu davası açılmasına karar verilmesi isteminde bulunularak Sulh Ceza Hakimliğine itirazda bulunduğu görülmüştür.
    Tokat 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/739 Değişik iş sayılı 08.05.2018 tarihli kararı ile; şüphelilerin hiçbir işte çalışmazken babaları olan ... tarafından kendilerine temin edilen gayrimenkul ve araçların ... tarafından şirket kaynaklarından aktarılan paralarla alındığının şüpheliler tarafından da bilindiğini beyan ederek itiraz edilmiş ise de suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunun 5237 sayılı TCK"nun 282.maddesinde düzenleme altına alındığı, aynı maddenin 2.fıkrasında suçun işlenmesine iştirak etmeksizin suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek kabul eden, bulunduran ve kullanan kişilerinde cezalandırılacağının düzenlendiği, somut olayda şüphelilerin suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerinin bir başka suçtan elde edilen ekonomik bir kazanç olup olmadığını bilebilecek durumda olmadıkları, ..."in bahse konu malvarlığı değerini kendi kazancıymış gibi ailesine tasarrufta bulunduğu gerekçesi ile dosyadaki deliller ile Cumhuriyet savcısının delilleri takdir ve değerlendirmesi bir bütün halinde değerlendirildiğinde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olduğu anlaşıldığından itirazın reddine kesin olarak karar verildiğinin belirtildiği görülmüştür.
    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne sunulmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 23.05.2018 havale tarihli dilekçesi ile müşteki vekilinin, MASAK raporunun ilgili kısımlarını da belirtmek sureti ile şüphelilerin sanık ... ile birlikte TCK 282. ve 220. maddelerinden cezalandırılmaları gerektiği, TCK"nın 43 maddesinin de dikkate alınmasının zorunlu olduğu da ileri sürülerek kesin kararın kaldırılarak şüpheliler hakkında kamu davası açılması istemi ile kanun yararına bozma isteminde bulunulması için başvuruda bulunduğu görülmüştür.
    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne yazılan 16.11.2018 tarihli Cumhuriyet savcısınca yapılan değerlendirmede, 5271 sayılı CMK"nın 172/1 maddesi hükmü de dikkate alınarak itiraza konu olayda şüphelilerin suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerinin bir başka suçtan elde edilen ekonomik bir kazanç olup olmadığını bilebilecek bir durumda olmadıkları, ... isimli şahsın kendi kazancıymış gibi aile fertlerine tasarrufta bulunduğu dikkate alındığında Tokat 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından itirazın reddine karar verilmesinde isabet görüldüğünden kanun yararına bozma yoluna gidilmemesi hususunda değerlendirmede bulunduğu anlaşılmıştır.
    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 25.06.2019 tarihli yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından itirazın reddine dair verilen kararın bozulması için talepte bulunulmasının istenilmesi üzerine uyuşmazlığa konu karar ve bir kısım belgelerin bulunduğu dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
    30.09.2019 tarihinde müşteki vekilince Dairemize UYAP üzerinden gönderdiği öncelikli inceleme talebini de içerir, süreçte sunduğu itiraz dilekçesinde belirttiği hususları barındıran, kararın kaldırılmasını ve mahkemece tedbir konulan malvarlıkları dışında kalan 20.000,00-TL bedel üzerinde şüphelilerin halen tasarruf ettiğini belirtir dilekçesi dosyaya eklenmiştir.
    Tokat 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/241 esasında kayıtlı dava dosyasının UYAP sisteminde yapılan sorgulamasında 15.02.2019 tarihinde istinaf yolu açık olmak üzere 2019/45 sayılı ilam ile karara çıktığı ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 2019/2247 esas ve 2019/1832 karar sayılı 20.06.2019 tarihli ilamı ile istinaf incelemesinin yapılarak bozma kararı verildiği görülmüştür.
    III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
    Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan şüpheliler ..., ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma sonunda Tokat Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10.10.2017 tarihli ve 2016/8350 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına kararına vaki itirazın reddine dair verilen Tokat 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 08.05.2018 tarihli ve 2018/739 Değişik iş sayılı kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkin ise de öncelikle anılan kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara öncül suç mağdurunun itiraz hakkının bulunup bulunmayacağına dairdir.
    IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
    Konu ile ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
    5237 sayılı TCK,
    Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama
    Madde 282 - (Değişik 1. fıkra; 5918/m.5)888(l) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza Mahkemesi)
    (2) (Ek fıkra: 5918/m.5)889 Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza Mahkemesi)
    (3) Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi hâlinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır.
    (4) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
    (5) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
    (6) Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce, suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya hükmolunmaz.
    CMK’nın 173. maddesi;
    (1)Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
    (2)İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
    (3)(Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4)(Değişik: 25/5/2005 - 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir
    ...
    (6)İtirazın reddedilmesi halinde aynı fiilden dolayı kamu davası açılabilmesi için 172. maddenin 2. fıkrası uygulanır.
    172. madde;
    (2)Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hakimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.
    Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara itiraz edebilmek için suçtan zarar görmek gereklidir. Suçtan zarar görme kavramı yasada açık olarak tanımlanmamış ise de, mağdur ve şikayetçi ile suçtan zarar görenin hakları CMK’nın 234. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdur suçtan bizzat zarar gören kişidir. Bazı hallerde doğrudan suçtan zarar görmemekle birlikte dolaylı olarak da zarar söz konusu olabilir. Bu kişiler suçtan zarar gören olarak ifade edilmektedir. Mağdurdan daha geniş bir alanı kapsamaktadır. Yerleşik uygulamalara göre suçtan ancak doğrudan zarar gören kişiler davaya katılma hakkını haizdirler.
    Esas itibariyle suç delillerini gizleme, yok etme suçunun özel bir şekli olan suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama suçunun maddi konusu, öncül suçtan elde edilen malvarlığı değerleridir. Hukuki konusu ise, gerek kanunun sistematiği içindeki yeri, gerek madde gerekçesi ve gerekse düzenleme sarahatine göre, suç işlemek suretiyle veya dolayısıyla elde edilmiş olan ekonomik değerlerin meşruiyet görüntüsü kazandırılarak ekonomik sisteme sokulmasının, aynı zamanda suç delillerinin değiştirilmesi, gizlenmesi ve dolayısıyla suçlunun kayrılmasının, suçla mücadelenin etkin biçimde sürdürülebilmesinin teminini amaçlayan adliyeye ilişkin yararlardır.
    Bu suçun mağduru, güven ortamında yaşama hakkına sahip toplumun her bir ferdidir. Öncül suçun mağduru, doğrudan zarar gördüğü öncül suç bakımından suçtan doğrudan zarar gördüğünden, soruşturma aşamasında CMK"nın 173/1. maddesi gereğince itiraz hakkını, kovuşturma safhasında da aynı Kanunun 237. maddesi kapsamında davaya katılma hakkını kullanabilir ise de doğrudan zarar görmediğinden suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu yönünden bu hakları haiz değildir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan şüpheliler ..., ..., ... ve ... haklarında verilen Tokat Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2017 tarih 2016/8350 sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına, öncül suç olan güveni kötüye kullanma suçunun mağduru/doğrudan zarar göreni olsalar da bu suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekilerin CMK"nın 173/1. maddesi kapsamında itiraz hakları bulunmadığından müştekiler vekilince 27.03.2017 havale tarihli dilekçe ile yapılan itirazın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekmekte iken bu husustan zuhul ile işin esasına girilip delil değerlendirmesi yapmak suretiyle verilen Tokat 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 08.05.2018 tarih 2018/739 Değişik iş sayılı ret kararında isabet bulunmamaktadır.
    V-SONUÇ: Açıklanan sebeplerle,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği 05.07.2019 tarih ve 2019/7931 sayılı tebliğnamedeki düşünce açıklanan gerekçeyle yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma isteminin kabulü ile Tokat 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 08.05.2018 tarih 2018/739 değişik iş sayılı kararınınn CMK"nın 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde icrasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi