4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/1675 Karar No: 2017/8055 Karar Tarihi: 07.12.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/1675 Esas 2017/8055 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/1675 E. , 2017/8055 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/06/2013 gününde verilen dilekçe ile; karşı davada davacı ... tarafından davalı ... aleyhine 30/07/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl dava davalısı ve karşı dava davacısı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Asıl ve birleşen dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı- karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı-karşı davalı ..., davalı ... tarafından kendisine hakaret edildiğini beyanla manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı-karşı davacı ise cevap dilekçesi ile davacı-karşı davalı ..."ın kendisine isnat ettiği beyanların yalan ve iftira olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; aynı dilekçe ile yönelttiği karşı davasında ise davacı-karşı davalı ..."ın kendisine yönelik tavrı nedeni ile bir yönetici olarak rencide olduğunu ve psikolojisinin bozulduğunu beyanla, uğradığı manevi zararının davacı-karşı davalıdan tazminini istemiştir. Dosya kapsamından, davalı-karşı davacı ... tarafından aynı olay ile ilgili olarak asıl dava davacısı hakkında kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla harcı da yatırılmak suretiyle manevi tazminat istemini içerir karşı dava açıldığı halde mahkemece gözden kaçırılarak yalnızca asıl dava hakkında karar verildiği, karşı dava hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı, gerekçede değinilmediği ve karar başlığında da bu dava ile ilgili bilgilerin gösterilmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesi uyarınca; tarafların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmesi; hüküm sonucu kısmında ise taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak nitelikte belirtilmesi gerekir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava yönünden hüküm kurulmuş; fakat davalı-karşı davacı ..."nun, davacı-karşı davalıya yönelik istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Bu yön, HMK"nın 297. maddesi (HUMK. m.388/son) hükmüne açık aykırılık oluşturmaktadır. Mahkemece, yukarıda gösterilen kurallar gözetilmeksizin ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş, karşı dava yönünden istem hakkında herhangi bir karar verilmemiştir. Kararın, bu nedenle ve HUMK. m.428/b-4 gereğince karşı dava hakkında da bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.