Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17340
Karar No: 2019/8320
Karar Tarihi: 23.09.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17340 Esas 2019/8320 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/17340 E.  ,  2019/8320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, 28.10.2012 tarihinde davalıların malik ve sürücüsü oldukları müvekkili şirkete trafik (ZMSS) sigortalı aracın, ehliyetsiz davalı sürücü ... idaresinde iken sebebiyet verdiği tek taraflı kaza nedeniyle, 3. kişi mirasçılarına 93.662,25 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini belirterek, bu miktarın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
    Davalı asiller, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, gerekçede belirtilen sebeplerle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun geçici 73. Maddesine göre "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir." ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanı tüketici işlemleri ile sınırlandırılmıştır. Aynı yasanın 3/l maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem, tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
    Somut olayda; davacının zorunlu trafik sigortacısı, davalıların sürücü ve zorunlu mali mesuliyet sigortalısı olduğu, aralarındaki zorunlu mali mesuliyet sigortasına dayalı olarak davacının talepte bulunduğunun anlaşılmasına göre, davanın açıldığı 23.09.2014 tarihi itibari ile tüketici mahkemesinin görev alanına girdiği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak davanın açıldığı tarihte Malatya ilinde müstakil bir tüketici mahkemesi bulunmaması sebebiyle Malatya Asliye Hukuk Mahkemesi tüketici mahkemesi sıfatı ile görevlidir. Yargılama sırasında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun 23.07.2015 tarih 1920 sayılı kararı ile Malatya ilinde tüketici mahkemesinin kurulduğu ve 01.11.2016 tarihinde faaliyete geçtiği anlaşılmıştır. 6502 sayılı yasanın geçici 1.Maddesinin 1.Fıkrasına göre "Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder" ifadesi ile kanunun yürürlüğe girdiği 28.05.2014 tarihinden önce açılmış davaların açıldığı mahkemede yargılamasının yapılacağı, bu tarihten sonra açılan davaların ise tüketici mahkemesinde görüleceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın açılmasından sonra kurulan Malatya Tüketici Mahkemesi"ne gönderme kararı ile devri yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Kabule göre de; mahkemece olayda sürücünün asli kusurlu olduğu ancak bunun ağır kusur anlamına gelmediği ve davalı ..."ın kaza tarihinden önce 15.05.2011 tarihinde sürücü belgesi almaya hak kazandığı, ancak sürücü belgesi almak için müracaatta bulunmadığı, ceza dosyasının incelemesinin dosyaya bir katkısı olmayacağı, bu nedenle dosyanın istenilmediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
    2918 sayılı KTK. "İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu" başlıklı 85. madde 1. fıkrası; "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün
    unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmünü, aynı maddenin son fıkrası ise; "İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." hükmünü havidir.
    2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 95/2. maddesinde ise; "Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir." hükmü ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” düzenlemesi mevcuttur.
    2918 sayılı KTK.nun 42/a maddesi hükmünde sürücü belgesi almak için başvuranların sınav sonucunda almış oldukları sertifikaların 41. maddede belirtilen diğer şartlar dahilinde sertifikanın alındığı yer trafik kuruluşunca sınıfına uygun sürücü belgeleri ile değiştirilmedikçe sahiplerine karayolunda araç kullanma yetkisi vermeyeceği açıkça düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla sürücü sertifika sahibi olup ehliyet alma hakkına haiz olsa dahi ehliyetini almadığı süre içinde araç kullanması durumunda sürücü belgesiz araç kullanan kişi konumunda olup bu sırada oluşan kazadan dolayı 3. kişiye ait araçta meydana gelen hasar sigorta teminatı dışında kalmaktadır.
    Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c maddesi uyarınca, tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana geldiği takdirde sigortacının sigorta ettirene rücu imkanı bulunmaktadır.
    Somut olayda davalı ..., tek taraflı olarak kaza yapan aracın sürücüsü olup, sürücünün ehliyetsiz olduğu mahkemenin de kabulündedir.
    Bu halde ve yukarıdaki mevzuat hükümleri çerçevesinde, somut olayda sigortalı aracın ehliyetnameye sahip olmayan sürücü tarafından kullanılması nedeniyle davacı
    sigorta şirketinin işleten-sigorta ettiren konumundaki davalı ...’a rücu imkânı bulunduğu açıktır. O halde mahkemece işin esasına girilerek, ceza dava dosyası da getirtilmek suretiyle sürücünün kusuru oranında tesbit edilecek tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalı sürücünün sürücü belgesi almaya hak kazandığı ve ağır kusuru bulunmadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi