21. Hukuk Dairesi 2016/10364 E. , 2017/1908 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; iş kazasının 21/03/2005 tarihinde meydana geldiği, davacı sigortalının ilk tespit edilen maluliyet oranının %7,30 olduğu, davacının bu 21/03/2005 tarihli iş kazasına bağlı %7,30 maluliyete ilişkin ilk olarak 2006 yılında .... aleyhine dava açarak maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunduğu ve lehine maddi ve manevi tazminata hükmedildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, aynı iş kazası ve aynı sürekli iş göremezlik oranına ilişkin olarak 2009 yılında diğer davalı aleyhine de dava açtığı, bu açtığı davada da davacı lehine maddi ve manevi tazminata hükmediliği, bahsedilen bu kararın da temyiz edilmeksizin kesinleştiği, Kurum"un 2013 tarihli kararı ile davacı sigortalının sürekli iş göremezlik oranının artma kaydıyla %38,20 olarak tespit edildiği, YSK"nın 2014 tarihli kararıyla azalma kaydıyla %33,20 olarak tespit edildiği, son olarak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 2015 tarihli kararıyla davacının sürekli iş göremezlik oranının %29,00 olarak tespit edildiği, davacının 2013 yılında temyiz incelemesine konu eldeki davayı açarak aynı iş kazası dolayısı ile daha önceden tespit edilen %7,30 sürekli işgöremezlik oranının arttığından bahisle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamada bulunabilmesi için gerekli olan şartlardır. Kesin hüküm bulunmaması da bir dava şartıdır. Dava konusu uyuşmazlık hakkında kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir
Somut olayda, davacı 2006 yılında davalı ... San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine, 2009 yılında da diğer davalı aleyhine aynı iş kazasından dolayı dava açmış, anılan bu dava dosyalarında davacının maluliyet oranı tartışılarak %7,30 olarak kesinleşmiş, kararlar davacı tarafından temyiz de edilmemiştir.. Bu nedenle %38,20 maluliyet nedeniyle açılan eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılardan ...."ne iadesine
13/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.