15. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/6108 Karar No: 2014/4836 Karar Tarihi: 09.07.2014
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/6108 Esas 2014/4836 Karar Sayılı İlamı
15. Hukuk Dairesi 2013/6108 E. , 2014/4836 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davada bakiye işbedelinin tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40 oranında icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, 152.975,00 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptâliyle takibin bu miktar üzerinden devamına, fazla talebin reddine, hüküm altına alınan asıl alacağın %20"si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-İcra İflas Kanunu"nun 67/II. maddesine göre takibe itiraz eden borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için itirazında haksız olması gerekir. Alacak likid olmayıp varlığının ve miktarının belirlenmesi bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektiriyorsa borçlunun takibe itirazında haksızlığından sözedilemez. Somut olayda yanlar arasında yazılı olarak yapılmış bir eser sözleşmesi bulunmamaktadır. İcra takibi delil tespit raporuna dayandırılmıştır. İş bedeli ve ödemeler yanlar arasında ihtilaflı olup davacının bakiye ne miktar alacaklı bulunduğu bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşmuş, bilirkişi incelemesi sonucunda davacının takip talebindeki asıl alacak miktarı 162.971,00 TL"den 152.975,00 TL"ye düşürülmüştür. Bu durumda alacağın likid ve borçlunun takibe itirazında haksız olduğu kabul edilemeyeceğinden koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatının reddi gerekir. Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek icra inkâr tazminatına karar
verilmesi bozmayı gerektirmekte ise deyapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollaması ile uygulanması gereken mülga 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatı kaldırılmak sureti ile kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın icra inkâr tazminatı ile ilgili 1 nolu bendinin üçüncü paragrafındaki “Davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin kabulü ile; asıl alacak miktarı 152.975,00 TL"nin %20"si oranında icra inkâr tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine” cümlesinin karardan çıkartılarak yerine “Yasal koşulları oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.