4. Ceza Dairesi 2020/594 E. , 2020/8515 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle, 29 ve 43/2. maddeleri gereğince 5 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/11/2018 tarihli ve 2016/1661 esas, 2018/1177 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 13/12/2019 gün ve ......-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2019 gün ve 2019/129555 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Sanığın değişen suç vasfı itibariyle mahkumiyetine karar verilen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğunun anlaşılması karşısında, somut dosya kapsamına göre, karar tarihi itibariyle yürürlükte 5271 sayılı Kanun’un 254. maddesindeki, "Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre, mahkeme tarafından yapılır" hükmüne nazaran, öncelikle uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle, 29 ve 43/2. maddeleri gereğince 5 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/11/2018 tarihli ve 2016/1661 esas, 2018/1177 sayılı kararının, sanığın değişen suç vasfı itibariyle mahkumiyetine karar verilen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğunun anlaşılması karşısında, somut dosya kapsamına göre, karar tarihi itibariyle yürürlükte 5271 sayılı Kanun’un 254. maddesindeki, "Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, uzlaştırma işlemleri 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre, mahkeme tarafından yapılır" hükmüne nazaran, öncelikle uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
5237 sayılı TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi kapsamındaki tehdit suçundan sanık ... hakkında, suç vasfı değişikliği nedeniyle uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Genel Kurulu"nun 29/05/2018 tarihli ve 2017/15-496 esas, 2018/246 sayılı kararında belirtildiği üzere; uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, "suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir" hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"un ikinci maddesiyle, 5237 sayılı TCK"nın 73. maddesinin başlığında yer alan “uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK"nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir. CMK"nın 5560 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile değiştirilen 253. maddesinin üçüncü fıkrası; "(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez." biçimdeyken 09/07/2009 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanun"un sekizinci maddesiyle anılan fıkraya "uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" cümlesi eklenmiştir. 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı "uzlaştırma" olarak değiştirilmiş ve 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK"nın 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun"un 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir. Uzlaştırma kurumu, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecek, bu uygulama sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacak, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir. Yerine getirilen hükümler yönünden ise, uzlaştırma sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
Uzlaştırma, 6763 sayılı Kanun"la değişik CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde" (1) kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır. " denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
İncelenen dosyada;
Sanık ... hakkında, mağdurlar ..., ... ve ..."ye yönelik 01.09.2016 tarihli eylemleri nedeniyle, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından TCK"nın 125/3-a, 125/4, 265/1, 43/2, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davaları açıldığı, yargılama sırasında görevi yaptırmamak için direnme suçunun hukuki niteliğinin değişme ihtimaline binaen sanığa, TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi uyarınca ek savunma hakkı tanındığı, kovuşturma neticesinde Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/11/2018 tarihli ve 2016/1661 esas, 2018/1177 sayılı kararıyla sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle, 29, 43/2. maddeleri uyarınca 5 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hakaret suçundan açılan kamu davasının ise, eylemin TCK"nın 125/1. maddesi kapsamında kaldığı ve mağdurların da şikayetten vazgeçmeleri nedeniyle düşürülmesine karar verildiği, her iki hükmün istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği, dosyanın bütün olarak incelenmesinde, suçların vasıflandırılmasında yanılgıya düşülmediği, kovuşturma aşamasında mağdurlar ve sanık arasında uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmediği, tehdit suçundan kurulan hükmün kanun yararına bozma talebine konu edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanığa isnat olunan ve TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesinde düzenlenen tehdit suçu, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Çözülmesi gereken sorun, uzlaşma kapsamında bulunmayan görevi yaptırmamak için direnme suçundan kamu davası açıldıktan sonra, ek savunma hakkı tanınmasının ardından suçun hukuki niteliği değiştirilerek, uzlaşma kapsamında bulunan TCK"nın 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit suçundan yargılamaya devam edilirken nasıl bir yol izleneceğidir. Bu bağlamda, yargılama devam ederken, hakimin ek savunma verdikten sonra uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak, dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi durumunda, ek savunma hakkı tanınan suçtan mahkumiyet kararı verileceği izlenimi oluşabileceği cihetle, bu hususun ihsası rey olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin belirlenmesi gerekir.
5271 sayılı CMK"nın 226. maddesi, "sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. (2) cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. (3) ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir. (4) yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafiye yapılır.
Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır." biçimdedir. Maddeden de anlaşılacağı üzere, suçun hukuki niteliği değişir ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirir durumun ortaya çıkması halinde hakim, sanık ya da müdafiine ek savunma hakkı tanıyacaktır ancak, bu durum yasal düzenleme nazara alındığında hakim açısından ihsası rey olarak nitelendirilemeyecektir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, kovuşturma evresinde suçun hukuki niteliğinin değişme ihtimali nedeniyle sanığa, uzlaşma kapsamında bulunan TCK"nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi kapsamındaki tehdit suçundan ek savunma hakkı tanındıktan sonra, CMK"nın 254/1. maddesi uyarınca, uzlaştırma işlemlerinin aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmediği, dolayısıyla usulünce uzlaştırma işlemleri gerçekleştirilmeden, sanığın tehdit suçundan cezalandırılmasına dair kurulan, Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/11/2018 tarihli ve 2016/1661 esas, 2018/1177 sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV-Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28/11/2018 tarihli ve 2016/1661 esas, 2018/1177 sayılı kesinleşen kararının, tehdit suçu yönünden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-b maddesi gereğince mahallinde Mahkemesince yerine getirilmesine, 01/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.