12. Ceza Dairesi 2020/969 E. , 2020/6447 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 5271 sayılı CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile, 2863 sayılı Kanunun 67, TCK"nın 62. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında yapılan yargılama sonunda Hatay 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13/09/2005 tarihli, 2005/385 Esas, 2005/417 Karar sayılı ilamı ile, 2863 sayılı Kanunun 67, 765 sayılı TCK"nın 59/2, 647 sayılı Kanunun 6. maddeleri gereğince sanığın mahkumiyetine hükmedildiği, anılan hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 04/03/2008 tarihli ilamıyla, hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik CMK’nın 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenleme karşısında, suçun niteliği, hükmolunan cezanın tür ve miktarı gözetilip, dosyada bulunan adli sicil kaydı da değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması nedeniyle hükmün bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 15/07/2008 tarihli karar ile 2863 sayılı Kanunun 67, 765 sayılı TCK"nın 59/2. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 366 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesi gereğince sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası gereğince 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair kararın 15/12/2008 tarihinde kesinleştiği ve belirtilen tarih itibariyle beş yıllık denetim süresi başladığından, 5271 sayılı CMK"nın 231/8. maddesi uyarınca dava zamanaşımının durduğu, daha sonra sanığın 22/09/2011 tarihinde petrol kaçakçılığı suçunu işlediği sabit kabul edilerek, Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/02/2012 tarihli ilamı ile mahkumiyetine hükmedildiği ve hükmün 09/10/2013 tarihinde kesinleştiği, ihbar üzerine yeniden ele alınan dosyada; sanık denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlendiğinden, anılan suçun işlendiği 22/09/2011 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin işlemeye devam ettiği, suç tarihine 7 yıl 6 ay ve zamanaşımının durma süresi de eklendiğinde olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanunun 67. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK"nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 02/08/2004 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK"nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının durma süresi de gözetildiğinde, karar tarihinden önce dolduğu halde yargılamaya devamla mahkumiyet hükmü kurulması kanuna aykırı olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2. ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkındaki kamu davasının isteme uygun olarak DÜŞMESİNE, 26/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.