20. Ceza Dairesi 2017/1831 E. , 2017/5037 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hükümlü ... hakkında Gaziantep 3. Çocuk Mahkemesi"nce 21/04/2016 tarihinde 2015/610 esas ve 2016/305 karar sayı ile verilen TCK"nın 191/1,31/3 ve 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kararın, kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 26/05/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen dosyadan;
A)Sanık ... hakkında, 11/09/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 24/06/2015 tarih ve 2015/35944 soruşturma ve 2015/791 karar sayılı kararı ile üç yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine ayrıca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
B)Davanın açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın yerine getirilmesi amacı ile, Gaziantep Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce düzenlenen ihtarlı çağrı yazısının 07/09/2015 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, 10 gün içerisinde Şube müdürlüğüne başvurmaması üzerine denetimli serbestlik dosyasının 07/10/2015 tarihinde kapatılarak, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderildiği,
C) Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Gaziantep Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce erteleme kararının ihlalen iade edildiği gerekçesi ile kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak, 05/11/2015 tarihinde 2015/35944 soruşturma sayılı iddianame ile sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191/1, 31/3 maddeleri uyarınca cezalandırılması isteğiyle kamu davası açıldığı,
D) Gaziantep 3. Çocuk Mahkemesi"nce 21/04/2016 tarihinde 2015/610 esas ve 2016/305 karar sayı ile hükümlü ... hakkında TCK"nın 191/1,31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına hükmolunduğu, ilgili kararın temyiz edilmeksizin 17/06/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında; "Dosya kapsamına göre, adı geçen suça sürüklenen çocuk hakkında 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verildiği ve 191/3. maddesi uyarınca bir yıl denetimli serbestlik süresi belirlendiği, denetimli serbestlik tedbirinin infazı için suça sürüklenen çocuğa gönderilen çağrı kağıdının 07/09/2015 tarihinde tebliğine rağmen 10 günlük süre içerisinde müracaat etmemesi nedeniyle hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılarak aynı Kanun’un 191/4-a maddesi uyarınca kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de,
5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır " hükmüne yer verildiği, suça sürüklenen çocuğa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligat yapılmasına rağmen başvuruda bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, suça sürüklenen çocuğun kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için, suça sürüklenen çocuğa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde suça sürüklenen çocuk hakkında dava açılması gerekeceğinden, ısrar şartının gerçekleşmemesi nedeni ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. " denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.
Konunun incelenmesinde; TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır " hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, sanığa, 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligat yapılmış, sanık tebliğe rağmen başvuruda bulunmamıştır. Sanığın, kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için kendisine, "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde, hakkında dava açılması gerektiği, bu haliyle somut olayda, "ısrar koşulu" gerçekleşmediği anlaşılmakla bu durum CMK"nın 174. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi kıyasen uygulandığında, bir "kovuşturma şartı" olup, Gaziantep 3. Çocuk Mahkemesince 2015/610 esas ve 2016/305 karar sayılı kamu davasında "kovuşturma şartı" yokluğundan, CMK"nın 223/8-2. cümlesi "durma" kararı verilmesi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırıdır.
Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Gaziantep 3. Çocuk Mahkemesince 2015/610 esas ve 2016/305 karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA; aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 10/10/2017 tarihinde oy birliği ile karar verildi.