Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1206
Karar No: 2014/931
Karar Tarihi: 19.11.2014

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1206 Esas 2014/931 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1206 E.  ,  2014/931 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 13/12/2012
    NUMARASI : 2012/413-2012/634

    Taraflar arasındaki “borçsuzluğun tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Polatlı 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davanın kabulüne dair verilen 18.10.2011 gün ve E:2009/504, K:2011/487 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi"nin 12.06.2012 gün ve E:2012/10271, K:2012/15407 sayılı ilamı ile;
    (…Davacı, davalıdan 8000 TL borç aldığını, bir yıl sonra davalıya faizi ile birlikte 13000 TL ödemeyi kabul ettiğini, davalıya tanzim ve vade tarihi yazılı olmayan miktarı, alacaklısı ve borçlusu yazılı bulunan boş senedi verdiğini, borcunun 6000 TL sini elden ödediğini bakiye borç için maliki olduğu aracı davalıya verdiğini, davalının da bu aracı 9700 TL karşılığında dava dışı 3.kişiye satması üzerine aracın tescilini 31.03.2008 tarihinde verdiğini, davalıya tüm borçlarını ödediği halde davalının senedi iade etmediği gibi aleyhine icra takibi başlattığını davalıya olan borcunu ödediğini ileri sürerek takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, davalıdan aldığı borç karşılığında tanzim ve vade tarihi olmayan ancak miktarı ve tarafları yazılı olan senedi davalının doldurarak takibe koyduğunu, davalıya olan borcunu ödediği iddiası ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının davalı tarafa yemin teklif etmesi ve davalının usulüne uygun yemini eda etmesine rağmen davacıya ispat yükü düşmediğinden yemin deliline başvurmasının hukuka aykırı olduğu, davalının beyanlarının iyiniyet kuralları hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı alacağını yazılı belgeye dayandırdığına göre davacının bu belgeden dolayı borçlu olmadığını aynı kuvvette yazılı bir belge ile ispat etmesi gerekir. İspat külfeti davacıdadır. Davalı, davacı tarafından teklif edilen yemini de eda etmiştir. Hal böyle olunca söz konusu belgeden dolayı davacının borçlu olmadığını kanıtlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…)
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir

    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece; “davacının davalıdan aldığı borç karşılığında tanzim ve vade tarihini boş bırakarak ancak tarafları ve alacağı yazılı olarak verdiği senedin davalı tarafından doldurularak takibe konulduğu dosya kapsamı ve bilirkişinin 21.3.2011 tarihli raporundan anlaşıldığı, bu durum karşısında davalının bu dosya ve C.Savcılığının 2009/3944 esas sayılı dosyadaki beyanları, iyiniyet kuralları, hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire’ce; yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile karar bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, “incelenen icra takip dosyası olan 2009/3418 sayılı dosyanın dayanağı olan alacak konusu bononun düzenlenmesinde ‘malen’ yazılı olduğu görülmekte olup, alacaklı-davalı taraf 20.11.2009 tarihli cevap dilekçesinde ise, alacağın konusunun hatır senedi kırılması şeklinde kendi üzerinden bankadan tüketici kredisi kullanıldığı ve bankaya bu nedenle 13.000 TL ödendiği şeklinde olduğu, bu açık beyandan da anlaşıldığı gibi buradaki iddia ve savunma alacağın konusunun ‘malen’ olmayıp ‘nakden’ olduğu şeklinde değiştirilmesi ile davalının savunması bononun düzenlenişi hususunda hukuki bir tevil olduğu, Yargıtay yerleşmiş içtihatlarına göre, menfi tespit davalarında bononun veriliş şeklinin tevil yolu ile değiştirilmesi halinde, ispat külfetinin borçluya değil tevil yolu ile değişikliği iddia eden alacaklıya geçtiği, bu nedenle davada davalının alacağının malen ve ne olduğunun ispat külfeti kendisine geçmiş olduğu” gerekçeleri ile, direnildiğinden bahisle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Daire’ce mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi). Başka bir anlatımla; mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez (Hukuk Genel Kurulu’nun 26.06.2013 gün ve E:2012/9-1892, K:2013/881; 26.03.2014 gün ve E:2013/18-632, K:2014/394 sayılı ilamları).
    Somut olayda ise; yerel mahkeme, temyize konu kararında, ilk kararının gerekçesinde yer vermediği ve dolayısıyla Özel Daire tarafından değerlendirilmeyen “senedin ta’lil edilmesi nedeniyle ispat yükünün yer değiştirdiği” gerekçesine yer vererek, yeni bir hukuki gerekçeye dayalı olarak "direnme" olarak adlandırdığı kararı vermiştir.
    Mahkemenin "direnme" olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daire’ye aittir.
    Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
    SONUÇ:Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 13.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 19.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi