12. Hukuk Dairesi 2018/3326 E. , 2018/7877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, takip dosyasında haczedilen taşınmazın, İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmiştir.
İİK"nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun "haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesine yeterli olan bedel ve haczedilen taşınmazın değeri bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen taşınmazın değeri, haline münasip meskenin temini için gerekli olan bedelden fazla ise, haczedilen taşınmazın satılmasına ve satış bedelinden haline münasip mesken için gerekli olan miktarın borçluya bırakılmasına, kalanının hak sahiplerine ödenmesine karar verilmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmazla ilgili olarak mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; şikayete konu taşınmazın değerinin 157.400,00 TL olarak belirlendiği, anılan raporda borçlunun haline münasip evi 160.000,00 TL" ye alabileceğinin bildirildiği, raporun bir inşaat mühendisi, bir harita mühendisi ve bir mülk bilirkişisi tarafından hazırlandığı, mülk bilirkişisinin haline münasip evin değerini 100.000 TL olduğunu belirleyerek ayrık görüş bildirdiği;
HMK"nun 282. maddesinde; "...hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir";
HMK"nun 279/2. maddesinde; "...bilirkişiler arasında görüş ayrılığı varsa, bunun sebebi yazılır";
HMK"nun 281/2. maddesinde; "Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir" hükmü getirilmiştir.
Bu durumda bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, mahkemece çoğunluk görüşü esas alınarak haczin kaldırılmasına karar verildiği, neden çoğunluk görüşüne itibar ettiği, neden azlık görüşünün uygun olmadığı hususunda da yeterli, doyurucu ve denetime elverişli gerekçe belirtilmediği görülmektedir.
O halde, mahkemece, yukarıdaki hususlar doğrultusunda bilirkişi raporunun değerlendirilmesi gerektiğinde bilirkişilerden ek rapor alınarak sonuca gidilmesi, olmadığı takdirde yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak hükme elverişli rapor aldırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.