
Esas No: 2016/6635
Karar No: 2018/7810
Karar Tarihi: 14.11.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/6635 Esas 2018/7810 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.09.2014 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, davalının ... Mahallesi 375 No"lu mera parseline 1591,87 m2"lik kısımda tarla yapmak suretiyle elattığını belirterek, önlenmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu yerin dedesine ait tapulu yer olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının davadan önce yapılan idari soruşturmada yerin mera olduğuna dair rapor verilince taşınmazı kullanmayı biraktığı ve taşınmaza müdahalesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, meraya elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Dava konusu 375 parsel sayılı taşınmaz ... kaydına göre 25.12.1973 tarihinde kesinleşen tapulama işlemi ile mera niteliğinde kamu orta malı olarak kayıtlıdır.
Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlike tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tarassufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m. 3,4).
Somut olayda; ... Köyünde ...teknik ekibi tarafından yapılan inceleme ve tespitler sonucunda düzenlenen 22.05.2013 tarihli idari rapora göre davalı ..."ın 375 sayılı mera parselinde 1591,87 m2 alanı tarla olarak kullandığı, sürdüğü ve ekime hazır hale getirdiği tespit edilerek yazılmıştır. Bundan sonra mera teknik ekibi tarafından 29.08.2014 tarihinde tekrar ... Mahallesine gidilerek ilgili mera parsellerinde işgallerin devam edip etmediği konusunda yapılan araştırma sonucu davalı ..."ın da 375 sayılı mera parselindeki işgalinin devam ettiği belirtilmek suretiyle 29.08.2014 tarihli idari rapor düzenlenmiştir. Bu rapor 19.09.2014 tarihi itibariyle malmüdürlüğüne gönderilmiş, eldeki dava da davacı ... vekili tarafından 24.09.2014 tarihinde açılmıştır.
Bilindiği gibi her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma ve koşullara göre sonuçlandırılır. Bir başka ifadeyle hüküm, uyuşmazlığın başlangıcından dava açılan güne kadar gerçekleşmiş olayları kapsar. Aksinin kabulü tarfların dayandığı olguların, dolayısıyla elde etmek isteği nihai talebin dışına çıkılması sonucunu doğuracağı gibi, temyiz ve karar düzeltme süreçleri de dahil, yargılamanın son aşamasına kadar gerçekleşecek hukuki ve fiili olguların nazara alınması gerektiği sonucunu ortaya çıkaracaktır. (HGK. 2017/3-990,2017/954. 10.05.2017 tarih)
Dava açılmadan çok kısa bir süre önce 29.08.2014 tarihinde düzenlenen idari rapora göre davalının 375 sayılı mera parselindeki elatmasının devam ettiği belirlendiğine göre, artık dava açılmadan önce davalının çekişmeli yerdeki kullanımını terkettiğinden sözetmek olanaksızdır. Bu durumda davanın açıldığı tarihteki fiili ve hukuki durumuna göre değerlendirilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine görüş ve düşünceler ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.