13. Hukuk Dairesi 2015/37117 E. , 2017/5811 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı ile 19.03.2013 tarihinde 11 adet ve 25.03.2013 tarihinde 1 adet devre mülke ilişkin gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladıklarını, ancak devre mülke ilişkin tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek, ödediği 109.800,00 TL.nin faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın KABULÜ ile; davacı ile davalı taraf arasında yapılan dava konusu edilen devre mülk sözleşmelerinin iptaline, bu nedenle yapılan 109.800,00 TL ödemenin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
6502 sayılı kanunun 3. Maddesine göre tatil amaçlı satışların yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Ancak her alıcının tüketici olarak kabulü mümkün değildir. Yasanın lafzından da anlaşıldığı üzere, tüketici olarak kabul edilmenin ilk koşulu, ticari veya mesleki olmayan bir amaçla hareket edilmiş olmasıdır. Böyle olunca, bir malı olduğu gibi ya da işleyerek bir başkasına satanlar, çıkar karşılığı devretmek üzere satın alanlar, yine bir mal veya hizmeti mesleki veya ticari amaçlarla satın alanlar tüketici sayılamayacaklardır. Burada mal herhangi bir şekilde ticari hayata geri dönmemektedir.
Öyle ise; bir mal veya hizmeti, kişisel ihtiyaçları dışında, belirli bir meslek icrası, belirli bir üretimde kullanma, yeniden satış, ticari olarak kullanma vs. gibi mesleki veya ticari amaçlarla satın alanların tüketici kabul edilmeyecekleri kuşkusuzdur. Somut uyuşmazlıkta, davacının dava konusu 12 adet devre mülkü satın aldığı gözetildiğinde, bu işlemin tüketici işlemi olmadığı gibi, davacının da tüketici sıfatını taşımadığı anlaşıldığından taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Dava olunan miktara göre davaya bakmaya genel mahkeme görevli olduğundan, genel mahkeme sıfatıyla davanın sonuçlandırılması gerekirken, tüketici mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.