12. Ceza Dairesi 2020/1305 E. , 2020/6439 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm: TCK"nın 85/1, 22/3, 62/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, atılı suçtan hakkında kurulan 06.12.2007 tarihli mahkumiyet kararı sonrasında, 06.12.2007 tarihli .... Noterliğinin ... yevmiye numaralı vekaletnamesi sanık müdafiyi yetkilendirdiği, sanık müdafinin, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünü, cezanın üst sınırdan tayin edildiği, olayda bilinçli taksir koşullarının oluşmadığı, erteleme hükümlerinin uygulanmasının gerekli olduğunu belirterek kararı temyiz ettiği, Dairemizin 2011/4562 esas -2011/8138 sayılı kararında, olayda bilinçli taksir koşullarının oluştuğunun ancak sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin, taksirli suçlarda tayin edilen uzun süreli hapis cezasının paraya çevrilmesine engel teşkil ettiği ve aleyhe temyizinde bulunması karşısında sanık hakkındaki hükmün bozulduğu, mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sırasında sanık müdafinin 18.07.2013 havale tarihli dilekçesi ile esas hakkındaki savunmalarını yazılı olarak dosyaya ibraz ettiği, duruşmalara bizzat katılmadığı, yetkilendirdiği avukatın katıldığı 4. celse ile bozmaya katılmadıklarını, sanık hakkında lehe hükümlerin uygulanması gerektiğini, kaza yaptıktan sonra aracın vitesinin boşta olmasının bir anlam ifade etmeyeceğini beyan ettiği 05.06.2014 tarihli karar duruşmasında sanık hakkında TCK’nın 85/1, 22/3, 62/1. maddeleri gereğince mahkumiyet kurulduğu bu kararında sanık müdafii tarafından temyiz edildiği, Dairemizin 21.09.2016 tarih 2015/12733 esas 2016/11167 sayılı kararı ile CMK’nın 307. maddelerine aykırı şekilde bozma ilamına karşı sanığın beyanının alınmadığı gerekçesi ile kararın bozulduğu, bozma sonrası devam edilen yargılama sırasında sanığın beyanın alındığı ancak sanık müdafinin aynı gün başka mahkemelerde duruşması olması nedeniyle sürekli olarak mazeret dilekçesi gönderdiği, mahkemece 7. celsede sanık müdafinin mazereti kabul edilerek sanık hakkında hüküm kurulduğu, bu hükmünde sanık müdafii tarafından sanığın kusursuz olduğu ve olayda bilinçli taksir hükümlerinin olmadığı ileri sürülerek temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 27.11.2009 tarih 2019/11282 esas 2019/11081 sayılı kararı ile sanık müdafinin mazeretinin kabul edilmesine rağmen duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesi gerektiği gözetilmediği için sanık müdafinin yokluğunda hüküm kurulması sureti ile savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle hükmün bozulduğu, anılan bozma kararından sonra yargılama aşamasında sanık müdafinin mazeret dilekçesi verdiği ve mahkemece sanık müdafinin mazereti reddedilerek sanık hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmakla, yukarıda izah edilen yargılama safhalarında sanık müdafinin esas hakkındaki savunmasının alındığı, savunma tarihinden sonra suçun niteliğine ilişkin herhangi bir değişiklik olmadığı, gerekçeli kararın sanık müdafine tebliğ edildiği gibi sanık hakkında lehe olan TCK"nın 50, 51 ve CMK"nın 231. maddelerinin tatbiki hususunun değerlendirildiği de dikkate alındığında; sanık müdafinin mazeretinin kabul edilmemesinin savunma hakkını kısıtlamadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir
Sanık idaresindeki traktör ile saat 04.00 sıralarında gece vakti meskun mahal dışında aydınlatmanın olmadığı iki yönlü tozlu ve ham yolda aracın vitesi boşta olacak şekilde seyir halinde iken yoldan çıkarak gidiş istikametine göre sol tarafında bulunan uçuruma yuvarlanarak, çam ağacına çarpmak suretiyle yan yatmış vaziyette durabilmesi neticesinde bir kişinin ölümüne neden olduğu olayda, ehliyetsiz ve yorgun olduğunu savunan sanığın vitesi de boşa aldığı dikkate alındığında asli kusurlu olan sanığın, eyleminde bilinçli taksir koşullarının oluştuğunun kabulünde ve sanık hakkında kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemekle,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, mazeretinin reddedilmesinin kanuna ve usüle aykırı olduğuna, olayda bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, cezanın üst hadden tayin edildiğine, bilinçli taksirin uygulandığı olaylarda dahi taksirli suçlarda tayin edilen hapis cezasının paraya çevrilebileceğine ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 25.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.