11. Hukuk Dairesi 2016/12968 E. , 2018/6350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12/07/2016 tarih ve2015/193-2016/360 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 16.10.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, banka ile 30.06.2011 tarihinde genel türev işlemler çerçeve sözleşmesi ve sonrasında bariyerli opsiyonlu sözleşmeler imzalandığını, USD kurunun fiyat farkı üzerine dayalı vadeli işlem yapıldığını, bankanın sözleşmenin riskleri konusunda kendisini yeterince bilgilendirmediğini, vade tarihine kadar herhangi bir günde işlemi sonlandırabileceğinin belirtildiğini, 27.10.2011 tarihinde USD kuru 1.752 TL"ye tekabül edince işlemi sonlandırmak istediğini, bankanın 64.500 USD para talep ettiğini, oysa sözleşmede netleştirmenin TL üzerinden yapılacağının düzenlendiğini, bankanın işlemi sonlandırmaması üzereni vade sonu olan 30.12.2011 tarihinde USD kurunun 1.889,37 TL"ye çıktığını, mevduat hesabından 216.510 TL tahsil edildiğini, oysa 27.10.2011 tarihindeki kur üzerinden hesaplama yapılsa idi 67.725 TL ödeyeceğini ileri sürerek, şimdilik 5.000 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözlemede opsiyonun Avrupa tipi olacağının düzenlendiğini, bu tip sözleşmede vadeden önce opsiyon hakkının kullanılamayacağını, erken sonlandırma talebini kabul etme konusunda takdir hakları bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, opsiyonun Avrupa tipi olduğu, opsiyon sözleşmesinin tanımlar bölümünde, netleşme dövizinin dekontta belirtilen net tutarın hesaplanacağı para birimi olduğunun düzenlendiği, taraflar arasındaki dekont sözleşmelerinde ise netleşmenin TL üzerinden yapılacağı öngörüldüğünden, davalının netleşmeyi TL üzerinden yapmamasının sözleşmeye aykırılık oluşturduğu, opsiyonun Avrupa tipi; davacının erken sonlandırma talebinin 27/10/2011 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmakla,
bu tarihte opsiyonları davacıya geri satarak ödemesi gereken tutarın iki opsiyon için toplam olarak 89.194,92 TL, %5 BSMV sinin 4.459,75 TL olduğu, davalı bankanın davacıdan tahsil etmiş olduğu 206.200 TL netleşme tutarı yerine 89.194,82 TL tutarında opsiyonların geri satın alınması nedeniyle opsiyon primi tahsil edilmesi gerektiği, davalı bankanın davacıdan tahsil etmiş olduğu 10.310 TL BSMV tutarı yerine 4.459,75 TL tahsil edilmesi gerektiği, bu durumda bankanın davacıdan talep edeceği tutarın 93.654,57 TL olduğu, erken sonlandırma kararının verilmesi durumunda gecikme faizi de olmayacağından hareketle 211,85 TL tutarındaki gecikme faizinin de bankaca iade edilmesi gerektiği, bu nedenle davacının davalıdan iadesini talep edeceği tutarın 123.067, 28 TL olduğu, taleple bağlı kalınarak 5.000,00 TL"nin ödenmesi gerektiği, ıslah dilekçesi ile bu miktara ihtar tarihi itibarıyla faiz uygulanması talep edilmiş ise de, ihtarnamede davalıdan opsiyonun sonuçlandırmasının talep edildiği ve sonuçlandırılmadığı taktirde 38.500 TL"den fazla bir kayıp halinde davalıdan talep edileceğinin bildirildiği, davalıdan açık bir şekilde ne kadar miktarın talep edildiğinin belirli olmadığı ve bu nedenle, davalının temerrüdünün ihtar tarihinde oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, 5.000,00 TL "nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Davacı tarafça, davalı banka ile bariyerli opsiyon sözleşmesi imzaladıkları, USD kurunun fiyat farkı esasına dayalı vadeli işlem yapıldığı, bankanın sözleşmenin riskleri konusunda kendisini yeterince aydınlatmadığı, vade tarihine kadar herhangi bir günde işlemi sonlandırabileceğinin belirtildiği, 27.10.2011 tarihinde işlemi sonlandırmak isteği halde kabul edilmediği, bu tarih itibariyle bankaya 67.725,00 TL ödeyerek işlemi sonlandırabilecekken vade sonu olan 30.12.2011 tarihinde hesabından 216.510,00 TL kesilmesi nedeniyle zarara uğratıldığı iddiası ile açılan işbu davada, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamından sonra yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan 12.4.2016 tarihli bilirkişi raporunda; bariyerli opsiyon dekontu ve sözleşmesine göre taraflar arasında yapılmış iki adet opsiyon sözleşmesi bulunduğu, anılan sözleşmelerde davacının opsiyon satıcısı, davalının opsiyon alıcısı, işlemin ""..., ...l /TL Put"" olduğu, bir opsiyonun aynı zamanda hem ... hem Avrupa Tipi olamayacağı, ""..., ... /TL Put"" ibaresindeki virgülden önceki kısmın Avrupa tipi opsiyonun taşıdığı bariyerin özelliğini, Amerikan tipi ifadesinin ise, ... bariyerin özelliğini tanımladığı, her iki opsiyonun da Avrupa tipi olması nedeniyle vadelerinde sadece opsiyon alıcısı tarafından kullanılabileceği, davacının iddia ettiği gibi opsiyon tipinin Amerikan tipi olarak kabulü halinde dahi, opsiyon alıcısı olarak opsiyonu kullanma hakkının sadece davalı bankaya ait olacağı ve bu nedenle opsiyon satıcısı olan davacı opsiyonun vadesinden önce kullanılması kararını veremeyeceğinden sonucun değişmeyeceği, opsiyon satıcısı olan davacının erken sonlandırma talebi olabileceği ancak opsiyon sahibi olmaması nedeniyle erken sonlandırmaya karar verme hakkının olmadığı, opsiyon sahibinin davacının erken sonlandırma talebini kabul etmesi durumunda ise, USD cinsinden fiyat verebileceği, bariyerli opsiyon dekontu ve sözleşmesinde netleşmenin var olduğu ve TL üzerinden yapılacağı, netleşmenin opsiyonun uygulanması durumunda ortaya çıkan bir sonuç olduğu, erken sonlandırma kavramının genel türev işlemler çerçeve sözleşmesinin 2.7. maddesinde tanımlandığı, buna göre müşterinin var olan bir işlemin vadesini beklemeden sonlandırmayı talep edebileceği, bu durumda bankanın kendi insiyatifinde ve tek taraflı olarak belirleyebileceği bir fiyatı verebileceği, müşterinin bu fiyatı kabul etmesi ve erken sonlandırmada mutabık kalınması halinde erken sonlandırma fiyatının ödenmesi ile tarafların o işlemle ilgili bütün yükümlülüklerinin sona erdiği, teknik olarak
erken sonlandırmanın opsiyonun kullanılması durumunda yapılacak olan netleşme değil, belirli bir fiyat ödeyerek satılan opsiyonun sona erdirilmesine yol açan pozisyon kapatma kavramına karşılık geldiği, bu nedenle opsiyon sözleşmeleri USD üzerinden prim ödenerek alınıp satıldıysa, pozisyon kapatmanın fiyatının da USD üzerinden olmasının mümkün olduğu, erken sonlandırma, opsiyonun kullanılması durumunda yapılacak olan “netleşme” değil, belirli bir fiyat ödeyerek satılan opsiyonun sona erdirilmesine yol açan "pozisyon kapatma” kavramına karşılık geldiğinden nasıl ki, 11.07.2011 ve 12.07.2012 tarihli opsiyon sözleşmeleri USD üzerinden prim (opsiyonun fiyatı) ödenerek alınıp satıldıysa, pozisyon kapatmanın fiyatının da USD üzerinden olmasının mümkün olabileceği çünkü, pozisyon sonlandırmanın satılmış olan opsiyonların tekrar satın alınması olduğu ve opsiyonun ekonomik mantığına göre opsiyon sahibinin opsiyonu kapatmak zorunda olmadığı ancak, önceki bilirkişi raporunda ifade edilen bankaların güven esasına dayalı kurumlar olması ve bu nedenle opsiyon satıcısının erken sonlandırmayı talep etmesi halinde bunu kabul etmesi gerektiği görüşünün benimsenmesi halinde ise, black-scholes opsiyon fiyatlama modeline göre hesaplama yapılabileceği kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece de işbu bozma sonrası alınan 12.04.2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucu ortaya konulan hesaplama neticesine göre hüküm tesisi cihetine gidildiği belirtilmiş olmasına rağmen, opsiyon sözleşmesinde netleşme dövizinin dekontta belirtilen net tutarın hesaplanacağı para birimi olduğunun düzenlendiği, taraflar arasındaki dekont sözleşmelerinde ise netleşmenin TL üzerinden yapılacağı öngörüldüğünden davalının netleşmeyi TL üzerinden yapmamasının sözleşmeye aykırılık oluşturduğundan bahisle, bozma sonrası alınan 12.04.2016 tarihli bilirkişi raporunun, yukarıda açıklanan ve yapılan işlemde sözleşmeye aykırılık bulunmadığı yönündeki görüşlerine aykırı yönde, Dairemiz bozma ilamı uyarınca uyuşmazlığı çözüme kavuşturma hususunda yeterli görülmeyen, bozma öncesi alınan 26.3.2013 tarihli bilirkişi raporundaki ""...opsiyon dekont sözleşmelerinde netleşmenin TL üzerinden yapılacağı hususunun açık bir şekilde yer aldığı, bu hale göre davalı bankanın opsiyon işlemlerinin erken sonlandırılmasına yönelik davacı talebine ilişkin netleşmeyi TL üzerinden yapması gerekirken bu işlemi dolar üzerinden yapmış olmasının sözleşme hükümlerine aykırılık teşkil ettiği ...."" şeklindeki görüş benimsenerek, davalı bankanın eyleminin sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı bankaya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 16/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.