20. Ceza Dairesi 2017/5162 E. , 2017/5016 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Beraat
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Sanık ... ve müdafiinin yüzüne karşı verilen kararın, kanun yoluna başvuru süresinin yanıltıcı biçimde “tefhim/tebliğden” itibaren işlemeye başlayacağının belirtilmesi nedeniyle sanık ... müdafiinin temyiz isteği süresinde kabul edilerek yapılan incelemede;
Gerekçeli karar başlığına suç tarihlerinin, sanık ... yönünden; “18/02/2009” , sanıklar ..., ..., ve ... yönünden; 30/01/2009 ve 15/02/2009” olarak yazılması yerine sanık ayrımı yapılmaksızın suç tarihlerinin “30/01/2009, 15/02/2009, 18/02/2009” olarak yazılması, mahallince düzeltilmesi mümkün maddi yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Gizli soruşturmacıların, görevleri kapsamında sanıklar ..., ..., ve ...’dan ilk kez uyuşturucu madde satın almaları üzerine sanıkların “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçları belirlenmiş ve suçların delili elde edilmiştir. Buna rağmen gizli görevlilerin açık kimlik bilgilerini bildikleri sanıklardan farklı tarihlerde yeniden uyuşturucu madde almaları gereksiz olduğu gibi görevleri kapsamında da değildir. Adli kolluk görevlileri ya da gizli soruşturmacıların asıl amacı "uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak" değil, "suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibarettir." Bu nedenlerle, gizli görevliler tarafından sanıklardan ikinci kez uyuşturucu madde alınması, ayrıca suç oluşturmayacağı ve gerçek anlamda bir "alım-satım" söz konusu olmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki TCK’nın 43. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
A-Sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, sanıklar hakkında bu maddenin uygulanması açısından, yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, Sanıklar Yücel ve Ünal ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu durumun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi ve eksikliğin giderilmesi mümkün bulunduğundan;TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanık hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B-Sanık ... hakkındaki hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
10/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.