Hukuk Genel Kurulu 2013/1179 E. , 2014/921 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kastamonu Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2012
NUMARASI : 2012/1487-2012/1776
Taraflar arasındaki "tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kastamonu Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.09.2011 gün, 2010/1776 E. 2011/1465 K.sayılı kararın incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 10.09.2012 gün ve 2012/1249 E . 2012/7309 K sayılı bozma ilamı ile;
(...Davacı, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik ve harici satın alma yoluyla kullandığı 197 m2 miktarlı ev ve tarla niteliği ile adına tespiti yapılan 199 ada 2 parsel sayılı taşınmazın çevresinde yer alan iki parça da gözetilerek 1000 m2 olarak adına tescilini istemiştir.
Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi ve Hazine vekili davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü, Fen bilirkişi İ.Ş.arafından düzenlenen 27.10.2008 tarihli bilirkişi raporunun eki olan krokide (B) harfi ile gösterilen 14,53 m2 yüzölçümlü kısmın Orta Köyü 199 ada son parsel numarası verilerek arsa niteliği ile davacı adına tapuya tesciline, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen yerde 20 yıla aşkın süre ile malik sıfatıyla zilyetlik ispatlanamadığından bu yerle ilgili davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün kabule ilişkin bölümü Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; temyiz konusu taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında paftasında yol olarak bırakıldığı anlaşılmaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler M... N., S..Y. ve S. S.nun birbirini doğrulayan ve tamamlayan beyanlarında krokide (A) harfiyle gösterilen davacının hayvan gübresi döktüğü yerin evinin önü olduğunu bildirmişlerdir.
Tapusuz taşınmazların 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve TMK. nun 713. maddeleri uyarınca olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılabilmesi için anılan maddelerde yazılı koşulların davacı lehine gerçekleşmesi yanında, ekonomik amaca uygun eylemli zilyetlik ve tasarrufun da somut olarak kanıtlanması gerekir. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir. Davacının “hayvan gübresi dökmek” şeklindeki kullanımı ekonomik amaca uygun zilyetlik olmadığı anlaşıldığından davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde ve nitelemede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile fen bilirkişisi raporunda (B) harfi ile gösterilen 14,53 m2 taşınmaz ile ilgili kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı olarak kadastro harici bırakılan yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla tapuya tescili istemine ilişkindir.
Davacı; kadastro sırasında 197 m2 miktarlı olarak adına tespit yapılan 199 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağının iptali ile 1000 m2 olarak adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine vekili ve köy tüzel kişiliği temsilcisi; Davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının “hayvan gübresi dökmek” şeklindeki kullanımının ekonomik amaca uygun zilyetlik olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının Türk Medeni Kanunu 713 ve Kadastro Kanunu 14/1 maddelerinden yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Yapılan görüşmeler sonucu, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere özellikle davacının “hayvan gübresi dökmek” şeklindeki kullanımının ekonomik amaca uygun zilyetlik olmadığından, Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, Hukuk Genel Kurulu çoğunluğunca benimsenmiştir.
Yapılan görüşmeler sırasında, bir kısım üyelerce, taşınmazın bulunduğu bölgenin özelliği, davacının yaşam koşulları dikkate alındığında, davacı kullanımının ekonomik amaca uygun zilyetlik olduğu, direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca yukarıda belirtilen nedenlerle benimsenmemiştir.
O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Hukuk Genel Kurulu tarafından da benimsenen Özel Dairenin bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.11.2014 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.